Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanın miras payına mahsuben 3 nolu bağımsız bölümü satış suretiyle davalı Ö..’a temlik ettiğini, 14 parsel sayılı taşınmazı ise kooperatife üyelik bedellerini ödemek suretiyle oğulları davalılar adına tahsisen tescilini sağladığını ileri sürüp tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına miras payları oranında tesciline, olmadığı taktirde terekeye iadesine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, 3 nolu bağımsız bölümü bedelini ödeyerek davalı Ö...’ın satın aldığını, 14 parsel sayılı taşınmazın murisle ilgisi olmayıp kooperatiften edinildiğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, Çekişme konusu 3 nolu bağımsız bölümün davalı Ö..’a temlikinin muvazaalı olduğu, 14 parselin ise bedeli miras bırakan tarafından ödenerek davalılar adına satın alındığı, gizli bağış niteliğindeki işlemde 01.04.1974 tarih, ½ sayılı içtihadı birleştirme kararının uygulama yeri olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacılar ve davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 02.11.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edilen vekili Avukat S.. D.. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 3 nolu bağımsız bölümün davalı Ö...’a temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenerek anılan bağımsız bölüm bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olması doğrudur. Ayrıca, davacıların yöntemine uygun biçimde açtıkları tenkis davası bulunmadığı gibi, mirasta iade isteğinin de keza yöntemine uygun biçimde ıslah suretiyle tenkis isteğine dönüştürülmediği de gözetilerek 14 parsel sayılı taşınmaza yönelik isteğin de reddedilmiş olması da doğrudur. Tarafların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Tarafların öteki temyiz itirazlarına gelince; dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden yanlar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenecek vekalet ücretinin hüküm altına alınması gerekirken keşfen belirlenen ve yargılama sırasında harcı tamamlanmayan değer üzerinden (çekişmeye konu edilen miras payı da gözetilmeksizin) taraflar lehine yüksek avukatlık parasına karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, dava konusu 3 nolu bağımsız bölümün keşfen belirlenen değeri üzerinden çekişmeye konu edilen miras payına göre belirlenecek değer bakımından harcın hüküm altına alınması gerekirken yüksek harçtan davalıların sorumlu tutulmuş olmaları da doğru değildir.
Tarafların, bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davalı vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının karşı taraftan alınmasına, 02.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.