23. Hukuk Dairesi 2017/1615 E. , 2020/2782 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıların müvekkili kooperatifin eski yönetim kurulu üyesi olduklarını ve bu görevler sırasında kooperatife ait olan J 17 blokta bulunan ve tapu kaydı olmadığı içinde satılması mümkün bulunmayan kapıcı dairesinin genel kurul kararı olmadan dava dışı ..."e 3.000,00 TL bedelle sattıklarını, adı geçen bu kişinin 05.03.1999 tarihinde kooperatif hesabına 3.000,00 TL yatırdığını, davalıların 30.07.2000 tarihli genel kurulda aynı dairenin 2.750,00 TL bedelden aşağı olmamak üzere satılması hususunda karar aldığı aynı daireyi 5.000,00 TL bedelle dava dışı ..."e sattıklarını, bu sürede ilk alıcı ..."in satım işleminden vazgeçtiğini, ..."in daire ve içine yaptığı masrafların bedeli için müvekkili hakkında dava açıp davayı kazandığını ve icra kanalı ile ..."e 20.000,00 TL ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, 20.000,00 TL"nin faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin bu işlem nedeni ile sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar ... ve ... vekili, dava konusu daireyi gerçekte satın alan ve satıldığında da parasını alan kişinin Hasan Ataselim olduğunu, bu kişinin haksız zenginleştiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı ... ... Zeytin vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 13.10.2011 tarih ve 2011/290 E 2011/1065-K sayılı ilamıyla bozulmuş, davacı vekili karar düzeltme istemi üzerine Dairemizin 10.07.2012 tarihli 2012/2425 Esas, 2012/4782 Karar sayılı ilamı ile; karar düzeltme isteminin kabulü ile davanın gelindiği aşamada görevde olan denetçiler tarafından kooperatif adına vekaletname verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya direnilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulu"nun 18.03.2015 tarihli 2013/23-1619 Esas, 2015/1058 Karar sayılı ilamı ile mahkemece HMK’nın 115/2 nci maddesi uyarınca davacı yana, davanın gelindiği aşamada görevde olan mevcut denetçilerin davaya muvafakat ettiklerine dair beyanlarını bizzat dilekçe vermek veya duruşma tutanağına geçirtmek ya da denetçi sıfatıyla verecekleri vekâletname ile kendilerini yargılamada temsil ettirmelerini sağlamak için süre verilmesi, verilen süre içerisinde bu koşullar yerine getirilir
ise esas hakkında hüküm kurulması, yerine getirilmez ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken, anılan dava şartı yokluğu giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, usul ve yasaya da aykırı olduğu gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece; bozmaya konu olan alacak sadece davalılardan ..."e ait olup, diğer davalılar ... ve ..."in davayı temyiz etmedikleri ve bu davalılar hakkındaki kararın kesinleştiği, yargılamaya davalı ... yönünden devam edildiği gerekçesi ile davanın bu davalı yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı ... vekili ve davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden; 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK"nın 427 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanun"un 19"ncu maddesiyle HUMK" na eklenen Ek-Madde 4"te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında, 2016 yılı için 2.190,00 TL"dir. Davacı vekilince temyize konu yapılan miktar yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığından davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki 3 numaralı bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3) Dava, kooperatif eski yöneticilerinin sorumluluğuna ilişkin tazminat davasıdır. Davalılar arasında haksız fiil nedeniyle müştereken ve müteselsilen sorumluluk bulunmaktadır. Bozma öncesi karar da bu şekilde verilmiştir. Diğer davalılar hakkında kararın kesinleşmesi nedeniyle son karara müşterek ve müteselsil ibaresi yazılmaması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK"nın 438/7. madde ve fıkrası uyarınca kararın aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile “HÜKÜM” bölümünün “A” bendinde bulunan “19.455,00 TL nin” ibaresinden sonra gelmek üzere “diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere” ibaresinin eklenmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın iste halinde temyiz edenlere iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 14.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.