
Esas No: 2018/57
Karar No: 2019/3694
Karar Tarihi: 04.04.2019
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/57 Esas 2019/3694 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Soybağının Reddi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar İbrahim ve kızı vekili, dava dilekçesinde, davacı ... ile eşi Nazife"nin resmen boşanmadan fiilen ayrı yaşamaya başladıkları dönemde Nazife"nin davalılar murisi ....ile birlikte yaşamaya başladığını ve bu birliktelikten davacı ... Çakmak"ın olduğunu, çocuğun Nazife"nin resmi evliliğine tescil edildiğini bildirerek, Şerife"nin mevcut kaydının iptali ile gerçek babası hanesine tescilini istemiştir.
Mahkemenin kabul kararı, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2012/10702-16277 esas karar sayılı ilamı ile ,”....talebin soybağının reddi ve babalık tespitine ilişkin olduğu, davanın bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği” nedeni ile bozulması üzerine Mahkemece bozmaya uyularak, babalığın tespitine ilişkin dava tefrik edilmiş, soybağının reddine ilişkin olarak yapılan yargılamada ise; ın 20/01/1985 tarihinde doğduğu, nüfusa 20/05/1998 tarihinde tescil edildiği, davanın 02/07/2007 tarihinde açıldığı, bu hali ile 1-5 yıl olarak düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği, gerekçesi ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanunu"nun 289. maddesinde “Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundadır. Çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır. Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.” hükmü düzenlenmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı ... Çakmak"ın 20/01/1985 tarihinde doğduğu, nüfusa 20/05/1998 tarihinde tescil edildiği, anlaşılmaktadır. Davacılar yönünden gecikmeyi haklı kılan bir sebebe dayanılıp dayanılmadığı, gecikmeyi haklı kılan sebebin ortadan kalkmasından itibaren bir yıllık sürede açılıp açılmadığı tartışılmadan hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 04.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.