Davacı, 15.01.1973- 13.04.1984 tarihleri arası sigortalı çalışmalarının 3201 sayılı Yasa gereği borçlandırılması gerektiğinin karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı yurtdışında 15.01.1973-13.04.1984 tarihleri arasında geçen çalışmalarını 3201. Sayılı Yasa gereğince borçlanabileceğinin tesbitini istemiş, mahkemece yazılı gerekçelerle istemin kabulüne karar verilmiştir. 3201. Sayılı Yasa"nın 3. Maddesinde yer alan yurtdışında geçen çalışmaları borçlanabilmek için aranan süre şartının, Anayasa Mahkemesinin 2000/36 esas, 2002/198 karar ve 12.12.2002 günlü kararı ile iptal edilmiş olması, 29.07.2003 tarihinde kabul edilen 4958. Sayılı Yasa"nın 56. Maddesi ile 3201. Sayılı Yasa"nın 3. Maddesinde yapılan değişiklikte, süre hususlarının yer almaması sebebiyle mahkemece davacının borçlanma yapabileceğinin kabulü doğru olmakla birlikte yurtdışında geçen çalışmalarının varlığı ile ilgili araştırma yapılmaksızın karar verilmesi doğru görülmemiş, bu bağlamda davacının SSK. yurt dışı işçi hizmetleri Dairesi Başkanlığı"ndaki şahsi dosyasınının getirtilmesi uygun görülerek yapılan geri çevirme sonrasında gelen belgelerin incelenmesinde, davanın yurtdışında geçen çalışmalarından 01.03.1976-13.04.1984 tarihleri arasındaki dönemi borçlanabileceğinin 25.04.2006 tarihinde Kurumca kabul edildiği ve ödemeyi müteakip davacıya, 23.04.2006 tarihli istemine göre 01.05.2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı böylece taraflar arasında uyuşmazlığın konusunun kalmadığı görülmektedir. O halde davalı kurum vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve Mahkemece gerek davacının yurtdışı şahsi dosyası incelenerek gerekse taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdiren yeni belgeler dikkate alınarak bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.