Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8812
Karar No: 2019/6477
Karar Tarihi: 23.05.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/8812 Esas 2019/6477 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/8812 E.  ,  2019/6477 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, 11/12/2012 tarihinde davalı hastaneye ve davalı doktora idrar problemi nedeniyle müracaat ettiğini, kendisini muayene eden Dr. ..."in mevcut olan idrar deliğini genişletmek amacıyla operasyon yapılması gerektiğini beyan etmesi üzerine davalı tarafa güvenerek hastanede ameliyat edildiğini, yapılan ameliyat sonucunda farklı bir idrar deliği açıldığını, buna doktorun ameliyat sırasında karar verdiğini, diğer idrar deliğinin kapatılmadığını, iki idrar deliğinin olduğunu, yapılan operasyon sonucunda sağlığına kavuşmadığını, bilakis idrarını yaparken vücuduna sıçradığını, bu olaydan dolayı psikolojisinin bozulduğunu belirterek 10.000,00-TL maddi 20.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 30.000,00-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile, 7.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, davacı tarafın maddi tazminat talebinin sübuta ermediğinden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, doktor hatasına dayalı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olup, davacı, Dr. ..."in mevcut olan idrar deliğini genişletmek amacıyla operasyon yapılması gerektiğini beyan etmesi üzerine davalı tarafa güvenerek hastanede ameliyat edildiğini, yapılan ameliyat sonucunda farklı bir idrar deliği açıldığını, buna doktorun ameliyat sırasında karar verdiğini, ancak yapılan operasyon sonucunda sağlığına kavuşmadığını, iki idrar deliğinin olduğunu, idrarını yaparken vücuduna sıçradığını, bu olaydan dolayı psikolojisinin bozulduğunu belirterek maddi ve manevi zararların tazminini istemiş, davalı taraf ise kusur yada ihmalleri olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan rapor hükme esas alınarak maddi tazminat talebinin reddine, aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilmediğinden manevi tazminatın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki; vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. O nedenle, sağlık memuru ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları, hafif de olsa, sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Vekil, hastasının zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumun gerektirdiği önlemleri eksiksiz biçimde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa, bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddüdünü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada da, koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özelliklerinin göz önünde tutulması,onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınılması ve en emin yolun seçilmesi gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta), mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat göstermesini beklemek hakkına sahiptir. Gereken özeni göstermeyen vekil, TBK.nun 510 maddesi hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Dosya içerisinde olayla ilgili mahkeme kanalıyla alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, yapılan teşhis ve tetkiklerin usulüne uygun olması nedeniyle doktora atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir. Davacı, alınan rapora itiraz etmiş, mahkemeden konu ile ilgili yeniden bir rapor alınmasını istemiş, davacı tarafın bu talebi karşılanmadan yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm tesis edilmiştir. O halde mahkemece, davacıda meydana gelen hastalığın doktor hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davacının iddiaları ve özellikle davacının bilirkişi raporlarına yaptığı itirazlar da değerlendirilip tartışılmak üzere üniversite öğretim üyelerinden oluşturulacak, konusunda uzman, akademik kariyere sahip yeni bir bilirkişi kurulundan nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Kabule göre de, davalılardan ... Özel Sağlık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.’nin karar başlığında ... olarak gösterildiği ve söz konusu maddi hatanın mahallinde her zaman düzeltilebilecek nitelikte olduğunun anlaşılmasına göre, bozma nedeni yapılmamıştır.
    2-Bozma nedenine göre, davacının diğer ve davalıların tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer ve davalıların tüm temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde taraflara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,23/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi