Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/21188
Karar No: 2016/2982
Karar Tarihi: 10.03.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/21188 Esas 2016/2982 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/21188 E.  ,  2016/2982 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamda belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum ve davalı işveren vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar, kamu düzeni ile ilgili olduğundan, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
    Somut olayda, davacının Mart 2003 tarihinden itibaren, dava tarihi olan 13.06.2012 tarihine kadar davalı işveren bünyesinde önce satış elemanı, ardından mağaza sorumlusu sıfatıyla sürekli ve kesintisiz olarak çalıştığının tespitini istediği davada, dosyaya ibraz edilen belgelerin incelenmesinde; davacı ile davalı işverenin 1988 yılından, anlaşmalı olarak boşandıkları 6.4.2012 tarihine kadar evli oldukları, müşterek konutlarının davalının mobilya mağazasının üst katında yer aldığı, yine Kurum tarafından gönderilen belgelere göre davacının ilk sigortalı çalışmasının davalı işverinin işyerinde 30.04.2008 giriş tarihli bildirge ile 14.05.2008 tarihleri arasında bildirildiği, işe giriş bildirgesinin davacı imzasına haiz olup imza inkarı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece her ne kadar istem gibi davacının ,davalı işveren nezdinde dava tarihine kadar kesintisiz olarak, hizmet akdiyle sürekli çalıştığının kabulü yönünde hüküm tesis edilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme, mahkemenin gerekçesi ile örtüşmediği gibi hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir; yukarıda değinilen bilgiler dahilinde, kendiliğinden araştırma yapılarak, davacının çalışmasının gerçekliği, işin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla öncelikle, davacı ve davalı işveren arasındaki talep döneminin büyük kısmını kapsayan evlilik ilişkisi dikkate alınarak, özellikle bordro tanığı sıfatıyla yeminli beyanı alınan müşterek kızlarının davalı işverenin cevaplarını destekleyen ve aralarında hizmet akdinin unsurlarının bulunmadığına işaret eden beyanları ile aynı yöndeki bordro tanıkları ile kolluk tarafından tespit edilen komşu işyeri tanıklarının beyanları göz ardı edilmeyerek, davacı iddiasını doğrular yöndeki diğer tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeli, bu amaçla mahkemece re"sen seçilecek diğer bordro tanıkları ile aynı çevrede işyeri olan işveren ya da bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler ilgili kolluk ve kurumdan sorulmak suretiyle saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, bunların bulunmaması halinde komşu evlerde, işyerinde yaşayanlar yine kolluk araştırması ile tespit edilerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı; sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu ile davacıya ödemelerin nasıl yapıldığı, çalışma gün ve saatleri gereğince yeterince araştırılmalı; dinlenen tanık beyanları arasında yeniden çelişki oluşması halinde bu çelişki giderilmeli; böylece gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, belirtilen maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde; davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ... Karaman"dan iadesine, 10.03.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi