Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/12962
Karar No: 2014/10542
Karar Tarihi: 23.05.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/12962 Esas 2014/10542 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/12962 E.  ,  2014/10542 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 04/04/2012
    NUMARASI : 2010/217-2012/113

    C.. K.. ile V.. A.. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Manisa 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 04.04.2012 gün ve 217/113 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı Cemile vekili dava dilekçesinde; davalı V.. A.. ile vekiledeninin yirmi yıllık evli olduklarını evlilik birliği içerisinde 2164 ada 3 sayılı parselde 76/218 arsa paylı 2 nolu bağımsız bölümün edinildiğini, Manisa 1. Aile Mahkemesi"nin 14.05.2009 tarih ve 2009/253 Esas, 2009/268 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanma kararının kesinleştiğini, aile konutu olarak kullanılan bağımsız bölümün vekiledeninin davalı eşinin borçları nedeniyle temlik edilmesinin önlenmesi için tapu kaydına 06.05.2009 tarihinde aile konutu şerhi konulduğunu, Manisa 4. İcra Müdürlüğü"nün 2009/9004 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapıldığını, söz konusu ipotek işleminden vekiledeninin kesinlikle haberi bulunmadığını, haricen yapılan araştırmada ipotek belgeleri arasında vekiledeni adına imzalanmış bir “ muvafakatnamenin ” yer aldığını aslında hiçbir muvafakatının bulunmadığını, bunun altındaki imzanın vekiledenine ait olmadığını, kredi temini için hazırlanan belgenin rızasına aykırı olarak düzenlendiğini, genel yasal hükümler ve TMK"nun 178. maddesi hükmü uyarınca davalıya karşı taşınmazın aynına ve alacak hakkına ilişkin olarak yargı yoluna başvurulmak zorunda kalındığını, taşınmazın bu arada ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla satılması yada başkaca bir yolla elden çıkma olasılığının gerçekleşmesi ve aynen kazanımının mümkün olmaması halinde ise bedelin tahsiline (kıymet takdirine göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 30.000,00 TL’nin) karar verilmesini istemiştir.
    Davalı V.. A..’a dava dilekçesi yöntemine uygun bir biçimde tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamış ve cevap da vermemiştir.
    Mahkemece; “… davacı tarafça her ne kadar taşınmazın kendi kaynakları ile satın alındığını iddia ederek tapu kaydının iptal ve tescilini istemiş ise de katkı payı alacağı nedeniyle tapu kaydının iptalinin istenemeyeceğini, ancak, tazminata konu olacağından tapu iptali davasının reddinin gerektiğini, ne var ki davacı tarafça tapu iptali, yerinde olmadığı takdirde tazminat talep edilmesi nedeniyle taşınmazın dava tarihi itibarıyla değerinin 110.000,00 TL olduğu gözetilerek ve istekte gözönünde bulundurularak katkısı nedeniyle 30.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine” , hüküm davacı vekili tarafından, “ davada tapu iptali yerine tazminata karar verilmesinin hatalı olduğu “ gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
    Dava, yasal mal rejimi olarak kabul edilen, edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde edinilen taşınmazdan kaynaklanan ve TMK"nun 202, 219, 230, 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir.
    Yapılan bu nitelendirme karşısında 4787 sayılı Aile Mahkemeleri’nin kuruluş, görev ve yargılama usullerine dair Kanun’un 4. maddesi gereğince mal rejiminden kaynaklanan davalara Aile Mahkemeleri"nde bakılması zorunluluğu vardır. Dava dilekçesi Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben yazılmış olup davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması anılan madde hükmüne aykırıdır. Dava dosyası içerisinde bulunan boşanma davası ile ilgili dosyanın kapsamından da anlaşıldığı üzere Manisa"da bağımsız kurulmuş Aile Mahkemesi mevcup olup, boşanma davasının bir nolu Aile Mahkemesi tarafından görüldüğü belirlenmiştir. Bu nedenlerle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Manisa Nöbetçi Aile Mahkemesi"ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece, kendiliğinden göz önünde tutulması gereken görev konusunun göz ardı edilmesi kamu düzeni ilkesine aykırıdır.
    Kural olarak, usul yönünden bozma yapıldığı takdirde işin esasına ilişkin bozma nedenlerine girilmez. Ancak, konunun yeni ve karmaşık olması nedeniyle nitelendirme yapma ve bazı konulara değinilme zorunluluğu duyulmuştur.
    Taraflar, 16.05.1990 tarihinde evlenmiş, 06.05.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 05.06.2009 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Taraflar arasında, evlendikleri 16.05.1990 tarihinden 01.01.2002 tarihinde kadar 743 sayılı TKM"nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, taraflar sözleşmeyle başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden 4721 sayılı TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 06.05.2009 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TKM. m. 202). Taraflar arasındaki mal rejimi TMK"nun 225/2. fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.
    Özellikle dava dilekçesinin 4 nolu bendinde yer alan açıklamalar ile sonuç kısmı göz önünde bulundurulduğunda isteğin mal rejiminden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 30.000,00 TL’nin hüküm altına alınması isteğine ilişkindir.
    Boşanma kararı 05.06.2009 tarihinde kesinleşmekle tapu kütüğüne konulan aile konutu şerhinin bir hükmünün kalmadığı Yargıtay uygulaması ile sabit olup aynı zamanda Kanun gereğidir.
    Gerek mal ayrılığı döneminde edinilen mallardan kaynaklanan ( 01.01.2002 öncesi) katkı payı alacağı ve gerekse 01.01.2002 sonrası edinilen mallardan doğan katılma alacağına ilişkin istekler bakımından 07.10.1953 tarih ve 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı Yargıtay İçtihadları Birleştirme Kararı uyarınca ayın (mülkiyet) istenemez. Ve dolayısıyla iptal ve tescile karar verilemez. Mahkemenin bu yöndeki red gerekçesi bu nedenle yerindedir.
    Gerek katkı payı ve gerekse katılma alacağı davalarında istenebilecek hak; kural olarak şahsi nitelikte bir alacak hakkıdır.
    Şu halde mahkemece yapılacak iş, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Nöbetçi Manisa Aile Mahkemesi"ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulmuş bulunması doğru değildir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 445,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 23.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi