Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 165 ada 15 parsel sayılı taşınmazına davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve dava tarihinden itibaren aylık 200.00.-TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte tahsili isteğinde bulunmuştur. Davalı, çekişme konusu taşınmazı haricen satın aldığını, bazı eksiklikler yüzünden tapuda devrini alamadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, Dairece; “ haksız işgal tazminatı olan ecrimisilin dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık dönem için istenebileceği, davacının, dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren hesaplanacak ecrimisile karar verilmesini istemiş olması, mahkemece de dava tarihinden itibaren belirlenen ecrimisili hüküm altına almış olması, dava tarihinden sonraki dönem için istenilen ecrimisilin yeni bir davanın konusunu teşkil edeceği, dava tarihinden itibaren geriye doğru dönem için bir istek bulunmadığı gözetilerek ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ecrimisile hükmedilmiş olması doğru değildir. ” gerekçesiyle bozulması üzerine, bozmaya uyularak elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne ecrimisil isteğinin ise feragat sebebi ile reddine karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delilerden; hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince çekişme konusu 165 ada 15 parsel yönünden elatmanın önlenmesine, bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında ecrimisil isteğinden feragat edildiği gözetilerek ecrimisil isteğinin de reddine karar verilmiş olması doğrudur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine; Ancak davacı, dava tarihinden itibaren aylık 200.-TL ecrimisil isteğinde bulunmuş, yargılama sırasında bu isteğinden feragat etmiştir. Davanın bu yönden reddedildiği gözetildiğinde, davanın kabul ve ret oranı dikkate alınmak suretiyle yargılama giderlerinin ve bu giderlerden sayılan Avukatlık ücretinin HUMK"nun 417.maddesi gereğince bu husus gözetilmeden yazılı olduğu üzere hüküm kurulması ve yapılan tüm yargılama giderlerinden, davalının sorumlu tutulması doğru değildir. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.