20. Hukuk Dairesi 2014/8096 E. , 2015/703 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro çalışmaları sırasında ... İli, ... İlçesi, ... Köyü 170 ada 52 parsel 277,56 m2 yüzölçümü ve bağ vasfıyla davacı adına, 170 ada 65 parsel 11310,12 m2 yüzölçümü ile mera vasfıyla orta malı olarak, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 192.323.388,65 m2 yüzölçümü ile ... vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde özetle; taşınmazının 2000 m2 olup, 250 m2"sinin sulu tarla, 950 m2"sinin susuz tarla, 800 m2"sinin ise bağ niteliğinde olduğunu ancak kadastro çalışmaları sırasında bir kısmının ... bir kısmının da mera olarak tespit edildiğini ileri sürerek, taşınmazın adına 2000 m2 olarak tespit ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece taşınmazın evveliyatının ... sayılan yerlerden olduğu ve mera vasfı gösterdiği gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli 170 ada 65 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ... kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel ... alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın evveliyatının ... sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; 170 ada 52 parsel sayılı taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında davacı adına 277,56 m2 olarak tespit edilmiş, davacı bu taşınmazının aslında 2000 m2 olduğunu ancak kadastro çalışmaları sırasında bir kısmının ... bir kısmının ise mera olarak tespit edildiğini ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan keşif sırasında dava konusu yerin, davacı tarafından gösterildiği ve 170 ada 65 sayılı mera parseli içinde kaldığı belirtilerek inceleme yapılmış, bu parsele ait tutanak aslı daha sonra dosya içine alınmıştır. Ancak keşif sonrası fen bilirkişi tarafından düzenlenen 01/07/2013 tarihli rapor ve krokide dava konusu yer, 101 ada 1 sayılı ... parseli içinde (A) harfi ile 2403,51 m2 olarak gösterilmiş, ... bilirkişisi ise raporunda 170 ada 65 sayılı parsel yönünden inceleme yaptığı halde, raporuna ekli krokide dava konusu yeri 101 ada 1 sayılı parsel içinde göstermiştir. Ziraat bilirkişi raporunda ise hangi taşınmaza ilişkin inceleme yapıldığı belirtilmemiştir. Dava konusu yerin 170 ada 65 sayılı parsel içinde kaldığı, davacı dilekçesinden de dava konusu yerin 170 ada 52 sayılı parsele bitişik olduğunun belirtildiği anlaşıldığından, taşınmazın bilirkişi rapor ve krokilerinde 101 ada 1 sayılı
... parseli içinde gösterilerek, uygulamanın bu parsele göre yapılması sebebiyle, 170 ada 65 parsel yönünden yapılan keşfin yetersiz olduğu, keşfin dosya kapsamına uygun düşmediği anlaşılmıştır.
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve ... Bakanlığı (... ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman ... yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir ... mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, öncelikle dava konusu yer belirlenmeli, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği, 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, ... kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, hava fotoğraflarının stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, taşınmazın niteliği ile ağaçların cinsi, yaşı, dağılımı ve kapalılık oranını belirtir, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, bu şekilde yapılacak araştırma sonucunda taşınmazın ... sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde yöntemince mera ve zilyetlik araştırması yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme, çelişmeli ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile; davacının ve davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/02/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.