23. Hukuk Dairesi 2017/2441 E. , 2020/2780 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca müvekkilinin özel güvenlik işini üstlendiğini, sözleşme uyarınca 41.000,00-TL bedelli ve 3.500,00-TL bedelli kesin teminat mektuplarının davalı kuruma teslim edildiğini, müvekkili şirketin sözleşme konusu işi ihale şartnamesi ve sözleşmeye uygun olarak yerine getirmiş olmasına karşın davalının sözleşmenin 36.2 maddesi hükmü gerekçe gösterilerek müvekkili şirketin 8.900,00-TL bedelli son hak ediş bedelini ödemediğini, ayrıca işçilerden alınacak ibranamelerin 15 gün içinde idareye verilmemesi halinde teminat mektuplarına el konulup nakde çevrileceğinin bildirildiğini, böylece toplam 53.400,00-TL alacak ve teminat mektuplarının davalı nezdinde bulunduğunu, bu hususun hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.900,00-TL alacağının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, teminat mektuplarının dava sonuna kadar nakde çevrilmemesi için tedbir kararı verilmesine ve teminat mektuplarının davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; yapılan işlemin sözleşme ve ilgili mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının işçilerden gerekli ibranameleri alarak davalı yana teslim etmediği, Hizmet İşleri Genel Şartnamesi ve İdari Şartname hükümleri de dikkate alındığında taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerinin tarafları bağlar nitelikte olduğu, davacının imzaladığı sözleşmenin 36.2 maddesi uyarınca personel ibranamelerini davalı yana ibraz etmediğinden davalının davacının son hak ediş bedelini ödememesi ve kesin teminat mektuplarını iade etmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince; sözleşmenin 36.2. maddesine uygun belgelerin davalı işverene ibraz edilmediği, davacı yüklenicinin son hak edişi ve teminat mektuplarının iade
edilmemesinde sözleşmeye ve hukuka aykırılık bulunmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi isabetli olduğu belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı idare unvanının "Elektrik Üretim Anonim Şirketi" olduğu, karar başlığında bu hususun düzeltilmesi her zaman olanaklı olduğu, yine dava değeri olarak belirlenen tutar üzerinden yatırılması gereken harç eksik yatırılmışsa davacıya tamamlattırılması, aksi halde o istek yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, ancak eldeki davada iadesi istenilen teminat mektupları nakte çevrilmiş olmayıp miktarı ihtilaflı olmadığından ve ret ile sonuçlanan davada da harcın maktu alınması gerektiği gözetildiğinde Hazinenin de bir kaybı bulunmadığı, vekalet ücretine de harcı ödenen dava değeri üzerinden hükmedilmesi hususu gözetildiğinde, davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti açısından usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davalı vekilinin istinaf isteminin de HMK"nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi kararına ilişkin taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 14.09.2020 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.