20. Hukuk Dairesi 2015/59 E. , 2015/702 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... ili, ... ilçesi, ... köyü 110 ada 2 sayılı parsel, 69.366,54 m² yüzölçümü ile tarla niteliğiyle ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili, dava dilekçesinde taşınmazın uzun yıllardır ekilip biçilmediğini, taşınmazın kadimden beri sahipsiz olduğunu ileri sürerek, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşulları oluşmadığından, davalı adına yapılan tespitin iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece taşınmazın evveliyatının ... olduğu, ... olan tapusuz taşınmazların zilyetlik hükümleri uyarınca iktisap edilemeyeceğinden davalı adına yapılan tespitin iptaline, taşınmazın ... niteliğiyle Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ... sınırlandırması 53604 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca yapılmış, tespit tarihinden önce 6831 sayılı Kanuna göre ... kadastrosu yapılmamıştır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın evveliyatının ... sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak yapılan ... bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın en eski tarihli memleket haritasında ve 1973 yılında çekilen hava fotoğrafında memleket haritası ile uyumlu şekilde ... sayılan yerlerden olduğu bildirilmiş, memleket haritasının tarihi ve 1973 yılı çekimli hava fotoğrafının hangi tarihli meleket haritasından elde edildiği belirtilmemiş, memleket haritası ile kadastro paftası ölçekleri eşitlenerek yakın komşu parselleri de göstercek şekilde birbiri üzerine aplike edilmeden, komşu parsellere ait tutanaklar ve dayanakları getirtilerek bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmadan, taşınmazın sadece memleket haritasında gösterilmesi ile yetinilmiştir.
Dairenin iade kararı ile taşınmazın içinde bulunduğu geniş çevresini gösteren orjinal pafta örneği getirtildikten sonra uygulanan hava fotoğrafı, memleket haritası ile kadastro paftası ölçekleri çevrilerek her iki haritada komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumunu gösterir ek rapor istenmişse de alınan ek raporda da hava fotoğrafı uygulanmamış, haritalar birbiri üzerine aplike edilmeden taşınmazın memleket haritasında gösterilmesi ile yetinilmiş, taşınmaz memleket haritasında denetime elvermeyecek şekilde işaretlenmiştir. Bu haliyle ... bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu nedenlerle; mahkemece, öncelikle en eski tarihli memleket haritasının tarihi belirlenerek bu haritanın elde edildiği hava fotoğrafları ile çekişmeli taşınmazın çevresinde bulunan komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve eklerinin, davalı iseler dava dosyalarının, kesinleştilerse kadastroca oluşan tapu kayıt ve dayanak örneklerinin bulunduğu yerden getirtildikten sonra dosyada bulunan en eski tarihli memleket haritası ile bundan elde edilen hava fotoğrafı ile 1973 tarihli hava
fotoğrafı, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman ... yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç ... mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; eğimi, toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli;yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle; yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın öncesinin ... sayılan yerlerden olduğunun saptanması halinde; ormanlarda sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceğinden, davanın tümden kabulü gerekir. Dava konusu taşınmazın ... sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde ise, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarımı uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsel tutanakları ve dayanağı kayıtları getirtilip uygulanmalı, mahalli bilirkişi ve zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalı yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri nazarak alınarak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yargı denetimine olanak vermeyen yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/02/2015 günü oy birliği ile karar verildi