18. Ceza Dairesi 2017/4625 E. , 2017/13209 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 43, 62 ve 52 maddeleri uyarınca 1.860 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/03/2017 tarihli ve 2016/668 esas, 2017/160 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin merci Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/03/2017 tarihli ve 2017/355 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi:
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/01/2013 tarihli ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararı ile itiraz merciinin sadece şekli olarak değil, hem maddi olay, hem de hukuki yönden inceleme yapabileceği yönündeki kararı nazara alındığında;
Hakaret suçunun karşılıklı işlenmesi halinde, 5237 sayılı Kanun"un 129/3. maddesi uyarınca, “taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebileceği” cihetle, sanık müdafisinin 28/12/2016 tarihli celsede, hakaretin karşılıklı olarak işlendiğini beyanla, mevcut tanıklarının dinlenmesini talep etmesi karşısında, mahkemesince söz konusu tanıkların beyanları tespit edildikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, itirazın bu nedenle kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” Denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
CMK"nın 206. maddesinde delillerin ortaya konulması ve reddi hususunu düzenlemektedir. Maddenin 2. fıkrasına göre;
a) Delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse.
b) Delil ile ispat edilmek istenilen olayın karara etkisi yoksa.
c) İstem, sadece davayı uzatmak maksadıyla yapılmışsa
Delillerin reddedilebileceği belirtilmiştir. Kanunun 217. maddesinde de hakimin delilleri takdir yetkisinden bahsedilmiştir.
Kanun yararına bozma müessesinin düzenlendiği CMK"nın 309. maddesinde sayılan nedenler arasında hakimin kanaat ve takdir yetkisinde kalan hususlar bulunmamaktadır.
İnceleme konusu somut olayda; Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/03/2017 tarihli ve 2016/668 esas, 2017/160 sayılı kararı ile hakaret suçundan sanık ..."ın 5237 sayalı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 43/1, 62/1, 52/2 maddeleri uyarınca 1.860 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilerek, CMK"nın 231/6. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Bu karara sanık müdafiince itiraz edilmesi üzerine Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/03/2017 tarih ve 2017/355 değişik iş sayılı kararı ile vaki itirazın reddine karar verilmiştir.
Kovuşturma aşamasında sanık müdafii 28/12/2016 tarihli celsede olayla ilgili tanıkları olduğu, bu tanıkların hakaretin karşılıklı olduğuna dair bilgi sahibi olduklarını belirtmiş, mahkeme aynı celsenin ara kararında sanık müdafii ve müştekinin dinlenilmesini istedikleri tanıklarının sonuca etkili olmadığı gerekçesi ile dinlenmelerine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Sanık müdafii 13/03/2017 havale tarihli dilekçesi ile dinlenmesini istediği tanıkların açık kimlik ve adres bilgisi ile bildirmiş, dinlenme talebini yenilemiş, bu talep de mahkemece 16/03/2017 tarihli hüküm celsesinde aynı gerekçe ile reddedilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Hakimin kanaat ve takdirine ait fiili sorunlardan dolayı olağanüstü bir yasa yolu olan kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceği, tebliğnamede ileri sürülen hususun da bu kapsamda olduğunun anlaşılması karşısında;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 20/11/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.