Esas No: 2022/45
Karar No: 2022/5621
Karar Tarihi: 26.04.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/45 Esas 2022/5621 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/45 E. , 2022/5621 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARLA
İLGİLİ BİLGİLER
İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
İtiraz Yazısının Tarihi-Sayısı : 30/12/2022 tarih ve KD- 2021/153673
İtiraz Edilen Daire Kararı :Dairemizin 19/10/2021 - 2020/20216 esas ve 2021/10339
sayılı kararı
İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : İstanbul (Kapatılan) 65. Asliye Ceza Mahkemesinin
16/03/2016 - 2016/56 esas ve 2016/55 karar
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER:
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık hakkında İstanbul (Kapatılan) 65. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucu 16/03/2016 tarih, 2016/56 esas ve 2016/55 sayılı karar ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hüküm sanık tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizce 19/10/2021 tarihinde 2020/20216 esas ve 2021/10339 karar sayı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının sanığın MERNİS adresine doğrudan 21/2'ye göre tebliğ edildiği belirtilerek kararın yetkili mercii tarafından incelenmesi gerektiği belirtilerek iadesine karar verilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında özetle;
İstanbul 65. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/03/2016 - 2016/56 esas ve 2016/155 sayılı kararı incelendiğinde, sanık hakkında daha önce Beyoğlu Kapatılan 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/2838 esas ve 2010/1275 sayılı ilamında hükmün açıklanmasına dair verilen kararın sanığın en son bildirdiği adrese Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebliğ edilmesine rağmen dosyada bulunmayan ve sehven yazıldığı anlaşılan İzmir 8. Sulh Ceza Mahkemesinin 19/07/2012 tarihli 2011/485 esas ve 2012/1481 sayılı kararı ile sanık hakkında ‘’hükmün açıklanmasının geri bırakılması’’ kararının sanığın MERNİS adresine doğrudan Tebligat Kanunu 21/2 gereği tebliğ edildiği gerekçesiyle dosyanın incelenmeksizin iadesine karar verildiği görülmüşse de, dosya kapsamında yapılan incelemede, sanığın bilinen en son adresine Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebligat yapıldığı ancak yapılan tebliğ işlemi incelendiğinde, Tebligat Kanunu'nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 35. maddesine göre muhatabın en son bildirdiği adrese yapılan tebliğlerde "21'inci maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığını, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebi" belirtilmesi gerekmesine rağmen bu hususa riayet edilmeden tebliğ işleminin yapıldığı ve yapılan işlemin bu değişik gerekçeyle usule aykırı olduğu görülmekle, nihayetinde, incelenmeden iadeye ilişkin Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 19/10/2021 gün ve 2020/20216 esas, 2021/10339 sayılı kararı sonucu itibarıyla yerinde olmakla birlikte, söz konusu karar metninden sehven yazılan "İzmir 8. Sulh Ceza Mahkemesinin 19/07/2012 tarihli 2011/485 esas ve 2012/1481 sayılı kararı" ile "Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi" ibarelerinin hükümden çıkartılması gerektiği değerlendirilmektedir.
Açıklanan nedenlerle, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 19/10/2021 gün ve 2020/20216 esas, 2021/10339 sayılı kararındaki söz konusu maddi hatanın düzeltilmesi itirazen gereğinin takdir ve ifası istenmiştir,
C) CUMHURİYET BAŞSAVCISININ İTİRAZIYLA İLGİLİ YASA HÜKÜMLERİ:
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi:
(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re'sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen fıkra) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen Daireye gönderilir.
(3) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen fıkra) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir.
2- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un geçici 5. maddesi (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen):
(1) Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308'inci maddesinde yapılan değişiklikler, bu Kanun'un yayımı tarihinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunda bulunan ve henüz karara bağlanmamış dosyalar hakkında da uygulanır.
D) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden sanık hakkındaki itirazlarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
E) KARAR:
Açıklanan nedenlerle;
1- Sanık hakkında yerinde görülen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazlarının kabulüne,
2- Dairemizin 19/10/2021 tarih 2020/20216 esas ve 2021/10339 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Sanık hakkında kurulan hükmün incelenmesinde:
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, mercii tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı hükmedilen Beyoğlu 2. Sulh Ceza
Mahkemesinin 30/07/2010 tarihli 2010/2838 esas ve 2010/1275 sayılı kararı ile sanık hakkında ‘’hükmün açıklanmasının geri bırakılması’’ kararının sanığın MERNİS adresine Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi gereği tebliğ edildiğinin ancak yapılan tebliğ işlemi incelendiğinde, Tebligat Kanunu'nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 35. maddesine göre muhatabın en son bildirdiği adrese yapılan tebliğlerde "21'inci maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığını, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebi" belirtilmesi gerekmesine rağmen bu hususa riayet edilmeden tebliğ işleminin yapıldığı dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında; kesinleşmeyen karara ilişkin verilen sonraki karar ve işlemlerin hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğu, sanığın 18/03/2016 havale tarihli dilekçesindeki temyiz talebinin 30/07/2010 tarihli karara yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları, CMK'nın 231. maddesinin 12. fıkrası gereğince itiraz kanun yoluna tabi olduğundan, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 26/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.