23. Hukuk Dairesi 2013/3936 E. , 2013/6642 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tescil, kira tazminatına ilişkin asıl ve birleşen davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında 272 ada, ... nolu parselde inşaat yapımı için imzalanan 06.01.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre davalı yüklenicinin, inşaat ruhsatının alındığı 05.07.1995 tarihinden itibaren, 36 ay içerisinde inşaatı tamamlaması gerektiği halde tamamlamadığını, halen inşaat seviyesinin çok düşük olduğunu, sözleşmenin devamının imkânsız hale geldiğini ileri sürerek, sözleşmenin feshini, sözleşmeye göre davalıya devredilen arsa tapusunun iptali ile davacı adına tescilini talep etmiş; birleşen davada ise, davacıya isabet eden bağımsız bölümlerin halen teslim edilmemiş olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ....000,00 TL kira tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı temsilcisi, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, tevhit ile 272 ada 31 parsele dönüşen taşınmazda davalı yüklenici dışında kalan diğer bağımsız bölüm malikleri ile davalı kooperatif arasında mecburi dava arkadaşlığı olduğu, verilen kesin süreye rağmen davaya dahil edilmedikleri, dava şartı olan sıfat hususunun sağlanmadığı gerekçesiyle, her iki davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı vekili temyiz etmiştir.
...-Asıl dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığı 06.01.1995 tarihinde davacı arsa sahibi sözleşme konusu ... nolu parselin tamamının maliki iken, tamamının ....01.1995 tarihinde davalı yükleniciye satış yolu ile devredildiği, aynı ada ... nolu parselin dava dışı ... adına kayıtlı iken ........1994 tarihinde satış yolu ile davalı yükleniciye devredildiği, her iki parselin ....06.1995 tarihinde tevhitle 31 parsel olarak davalı yüklenici adına tescil gördüğü, davalı tarafından kendisine isabet eden bağımsız bölümlerin .... kişilere satıldığı tapunun cevabi yazısına ekli akit tablosundan; 31 parsel olarak 04.07.1995 tarihinde inşaat ruhsatı alındığı, ....08.1999 tarihinde ilave inşaat ruhsatı, ........2001 tarihinde tadilat şeklinde inşaat ruhsatı alındığı, A ve B blok olarak inşaatlara başlandığı, A bloğun %35, B bloğun %40 seviyesinde kaldığı bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.Sözleşmede yüklenici olarak imzası bulunan davalı kooperatifin,
davacının asıl davada sözleşmenin geriye etkili feshi istemi yönünden davalı olarak taraf sıfatının olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, geriye etkili fesih talebi yönünden, taraf teşkilinin tamamlanmış olduğu gözönüne alınarak, uyuşmazlığın esası incelenip, gerekirse mahallinde keşif yapılarak, sözleşmenin geriye etkili feshi koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalıdan bağımsız bölüm satın alanların fesih istemi yönünden davada yer alması gerekmediği gözetilmeden, bu istem yönünden de kesin süre verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, davacı tarafça asıl davada, sözleşme gereğince davalı yükleniciye devredilen tapu kaydının iptali ile tapu kayıtlarının inşaat sözleşmesinden önceki hale döndürülmesine karar verilmesi de istenmiştir. Bu talep yönünden el değiştirme ile tapuda paydaş olanların tamamının hukuku etkileneceğinden davada taraf olmaları gerektiği açıktır.
Mahkemece, ....05.2012 tarihli duruşmada, davacı vekiline davalı dışında kalan diğer paydaşları davaya dahil etmek üzere kesin süre verilmiş, kesin süreye rağmen ara kararının yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava, 1086 sayılı HUMK"nın yürürlükte olduğu, ....08.2010 tarihinde açılmış, kesin sürenin verildiği tarihten önce 6100 sayılı HMK yürürlüğe girmiş olup, YHGK"nın ........2012 tarih ve ...-1170 Esas, 1172 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, HMK"nın 94. (HUMK"nın 163.) maddesi uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması, taraflara yüklenen yükümlülüklerin, yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her ... için yatırılacak ücretin hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekir. Ayrıca verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça ara karara yazılması ve bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır. Bazı hallerde kesin sürenin kaçırılması, o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, davanın kaybedilmesine neden olmaktadır. Böyle bir durumda, geciken adaletin adaletsizlik olduğu düşünülerek, davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilen kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu cümleden, kesin sürenin amacına uygun olarak kullanılması ve yeterli uzunlukta olmasının yanı sıra, tarafların yargılamadaki tutumları ile süreye konu işlemin özelliğinin de gözönünde bulundurulması gerekir. (Benzer ilkelere YHGK’nın ....02.1983 gün, 1980/...-1284 E. ve 1983/141 K; ........1972 gün, ...-832 E ve 935 K; ........2010 gün, ...-510 E, 485 K; ....04.2010 gün, ...-221 E, 241 K ve ....03.2012 gün, ...-55 E, 249 K sayılı ilamlarında da değinilmiştir.)
Mahkemece davacıya ait 272 ada ... parsel sayılı taşınmaz ile davalıya ait ... parsel sayılı taşınmazın tevhidiyle davalı adına oluşan 272 ada 31 parselin bazı bağımsız bölümlerini davalıdan satın alan dava dışı malikler aleyhine dava açması için davacı vekiline usulüne uygun kesin süre verilmesi, dava açması halinde, bu dava ile birleştirilmesi, geriye etkili fesih koşullarının oluşup oluşmadığı üzerinde durularak, davacının tapu iptali ve tescil talebinin karara bağlanması, dava açılmaması halinde gelen tapu kayıtlarına göre, davalı kooperatifin malik olduğu bağımsız bölümlerle ilgili olarak tapu iptali ve tescil istemi ele
alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, 6100 sayılı HMK"da, dahili dava şeklinde bir müessese olmadığı da gözden kaçırılarak dahili dava için kesin süre verilmesi ve esasen bahsi geçen Hukuk Genel Kurul kararına uygun şekilde yapılacak işlerin neler olduğu ve masrafları gösterilmeden kesin süre verilmesi, kesin sürenin sonuçları ara kararına yazılmadan ve bu sonuçlar davacı vekiline hatırlatılmadan, yanılgılı gerekçeyle yazılı olduğu şekilde hüküm verilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ........2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.