14. Hukuk Dairesi 2017/1817 E. , 2020/1550 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.12.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin verilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 22.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasçılık belgesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin ..."in mirasçısı olduğunu, murise ait bir kısım taşınmazların ... adına tescil edildiğini ve bu nedenle Maliye Hazinesini hasım göstererek işbu davayı açtığını iddia ederek mirasçılık belgesi verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili 27.05.2014 tarihli 1. celse, hasımlı veraset istemli davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu belirterek görev itirazında bulunmuş, Hazine mülkiyetinde bulunan taşınmazların tapu kayıtlarının idareye tebliğini istemiştir.
Mahkemece, görevsizliğe dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 30.04.2015 tarih, 2015/2783 Esas-2015/4920 Karar sayılı ilamı ile “hasımsız açılması gereken çekişmesiz yargıya tabi bir davanın hasımlı açılması veya sonradan dahili dava yoluyla taraflı hale getirilmesi, ıslah yoluyla dahi mümkün değildir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re"sen nazara alınacağından ... aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamından sonra yapılan yargılama sonucunda; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili vekalet ücreti yönünden temyiz etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323. maddesinin (ğ) bendindeki düzenlemeye göre, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama giderlerindendir; aynı Kanunun 331/3 maddesine göre ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hallerde yargılama giderleri davacıya yükletilir.
Öte yandan, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1. maddesine göre; “Görevsizlik veya yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez. Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.”
Somut olaya gelince; davalı Hazine yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan ve mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasına ayrı bir paragraf olarak "Davalı Hazine kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 900,00TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine,” ibaresinin eklenmek suretiyle düzeltilmesine, hükmün 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince DÜZELTİLMİŞ ve DEĞİŞTİRİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, 10/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.