Esas No: 2021/36423
Karar No: 2022/7548
Karar Tarihi: 28.04.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/36423 Esas 2022/7548 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/36423 E. , 2022/7548 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜMLER : Esastan ret
1)Sanıklar ... ve ... hakkında verilen esastan ret kararlarına yönelik katılanlar vekilinin temyizinin incelenmesinde ;
5271 sayılı CMK'nin 286/2-g maddesi uyarınca, on yıl veya daha az hapis cezasını veya adli para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizinin mümkün olmadığı, bu itibarla İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin esastan ret kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, katılanlar vekilinin temyiz isteminin CMK’nin 298. maddesi gereğince REDDİNE,
2)Sanık ... hakkında verilen esastan ret kararına yönelik sanık ... müdafilerinin temyizinin incelenmesinde ;
İlk derece mahkemesince hüküm yerinde sanık hakkında TCK'nin 43. maddesi tatbik edilirken sanık ...'ın aynı suç işleme kararının icrası kapsamında 02.10.2016 ve 06.10.2016 tarihlerinde hileli hareketlerle farklı zaman dilimlerinde katılanların paralarını almak suretiyle menfaat sağladığı ve 10/10/2016 tarihinde de katılanların taşınmazlarını almaya çalışmak suretiyle katılanları zincirleme şekilde dolandırdığı gibi her iki katılana yönelikte aynı suçun işlenmesi sebebiyle TCK'nin hem 43/1 ve hemde 43/2. maddesinin ihlal edilmiş olduğu iki kez zincirleme suç hükümlerinin uygulanacağı belirtilmesine karşın hükümde TCK'nin 157/1. maddesinden alt sınırdan uzaklaşılarak takdiren ve teşdiden tertip olunan 5 yıl hapis ve 3000 gün adli para cezasına bir kez TCK'nin 43/1. maddesi uyarınca 1/3 oranında artırım yapılarak bu iki durumunda gözetilerek neticeten 6 yıl 8 ay hapis ve 4000 gün karşılığı adli para cezasına hükmedildiği, sanığın katılanlar ... ve ...'a yönelik farklı zaman dilimlerinde ve iki ayrı katılana karşı dolandırıcılık suçunu işlediğinin hüküm yerinde açıkca belirtilmesine karşın fikri içtima kuralı gereğince TCK'nin 43/2. maddesi aracılığıyla 43/1. maddesi ile artırım yapılması , ardından yine temel ceza üzerinden aynı suçun birden fazla işlenmesi nedeniyle aynı Kanun'un 43/1. maddesi uygulanmak suretiyle artırım yapılarak bulunacak miktarın önceki cezaya ilavesiyle sonuç cezanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden sanığa eksik ceza tayin edilmesi katılanlar vekilinin temyiz dilekçesinde ''sanık ... aleyhine verilen karara bir diyeceğimiz yoktur'' demesi karşısında aleyhe temyiz bulunmadığından bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, katılanların yurt dışında olmaları sebebiyle uzlaştırma işleminin yapılamadığı, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık ... müdafilerinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, 5271 sayılı CMK'nin 302/1. maddesi uyarınca temyiz isteminin ESASTAN REDDİNE, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesine gönderilmesine, 28.04.2022 tarihinde eleştiri yönünden Yargıtay Üyesi ...'ın karşı oyu ve oy çokluğu, diğer yönlerden oy birliğiyle karar verildi.
Karşı Görüş: 21/36423 E.
Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmünün, istinafı üzerine kurulan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin hükme yönelik, sanığın temyizi üzerine, temyiz isteminin esastan reddine karar verilirken sanığın farklı zaman dilimlerinde iki ayrı katılana karşı dolandırıcılık fiilini işlediğinin kabul edilmesi karşısında sanığın tayin edilen cezaya öncelikle TCK' nın 43/2. maddesi yollaması ile 4371 maddesi ile artırım yapılması ardından da temel ceza üzerinden TCK' nın 43/1. maddesinin uygulanarak önceki cezaya uygulanması gerekirken sanığa eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmadığına ilişkin sayın çoğunluğun eleştiri düşüncesine iştirak etmek mümkün bulunmamıştır, zira;
Sanığın temyizi atılı suçtan beraat kararı verilmesi gerektiği ilişkin olup katılanın sanık hakkında temyiz istemi yoktur.
Evvel emirde CMK' nın 288. maddesinde "Temyiz , ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır" yine CMK' nın 294. maddesinde ise "Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır" ve yine CMK' nin 298. maddesinde de "temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermediğinin saptanması" halinde Yargıtay'ın temyiz istemini ret edeceği hükümlerine yer verilmiştir.
CMK' nın "Temyizde incelenecek hususlar" başlıklı 301. maddesi "Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksandan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında inceleme yapar" hükmünü amir olup, temyiz incelemesinin mahiyeti bu hükümle kesin ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde bu hükümle belirlenmiştir.
Görüldüğü üzere temyiz incelemesi hükme yönelik temyiz nedenleri ile sınırlı olarak yapılabilecektir. Hemen belirtmek gerekir ki hüküm velev ki inceleme sonucunda doğru olmadığı tespit edilse dahi herhangi bir hukuka aykırılık iddiası nedeni ile temyiz edilmişse, temyiz dilekçesinde gösterilmemiş olsa bile CMK' nın 289. maddesinde yazılı kesin hukuka aykırılık halleri yönünden de temyiz incelemesi yapılacak bunun dışında temyiz incelemesi yapılamayacaktır.
Temyiz incelemesinde temyiz nedeni yönünden 1412 sayılı CMUK' nin 320. maddesinde " hükme tesiri olacak derecede kanuna muhalefet edilmiş olduğunu görürse talepte mevcut olmasa dahi bu hususu tetkik eder" şeklinde yer alan ibareye benzer bir düzenlemeye 5271 sayılı CMK da yer verilmemiş dolayısıyla temyiz incelemesi temyiz nedenine ve CMK' nin 289. maddesinde belirtilen kesin hukuka aykırılık hallerine hasredilmiştir. Dolayısı ile bu nedenler dışına çıkılarak temyiz incelemesi yapılması kanunen mümkün değildir.
Ancak CMK' nın 301. maddesi kapsamında yapılacak inceleme sonucunda CMK' nin 302/1 maddesine göre hükmün hukuka uygun bulunması halinde temyiz isteminin esastan reddine karar verileceği belirtilmiş; ikinci fıkrada ise "Hüküm temyiz başvurusunda gösterilen, hükmü etkileyecek nitelikteki hukuka aykırılıklar nedeniyle hükmü bozar bozma sebepleri ilamda ayrı ayrı gösterilir" hükmüne yer verilmiştir. Burada da görüldüğü üzere bozma nedeninin ancak temyiz başvurusunda gösterilen nedenlere hasredileceği açık ve kesin biçimde belirtilmiştir. Bununla beraber anılan maddenin üçüncü fıkrasında " hüküm bozulduğunda dilekçede açıklanmış olmasa bile saptanan diğer hukuka aykırılık halleri de ilamda gösterilir." şeklinde düzenleme nazara alındığında dilekçede gösterilen temyiz nedenleri incelenirken hükmün hukuka aykırılıktan dolayı bozulmasına karar verilmesi halinde gösterilen temyiz nedenleri incelenirken dilekçede gösterilmeyen hukuka aykırılıklar saptanmış ise bunların da bozma ilamında gösterileceği belirtilmektedir.
Görüldüğü üzere temyiz incelemesinde genel kural, temyiz dilekçesinde gösterilen hukuka aykırılık halleri ile sınırlı olup ve dilekçede bir temyiz nedeni gösterilmişse buna bağlı olarak CMK' nın 289 maddesinde gösterilen hukuka kesin aykırılık hallerinin incelenmesinden ibarettir. Bunun dışında temyiz incelemesi yapılması mümkün değildir. Ancak bu temyiz nedenleri incelenirken dilekçede gösterilmeyen başka hukuka aykırılık hallerinin saptanması halinde bu hususların ilamda gösterilmesi ancak CMK' nın 302/3. maddesine göre ancak hükmün bozulması haline hasredilmiştir. Dilekçede gösterilen temyiz nedenine bağlı incelemede hukuka aykırılık tespit edilemeyen ve bu nedenle temyiz isteminin esastan reddine karar verilen durumlarda temyiz nedeni dışına çıkılarak saptanan hukuka aykırılığın esastan ret kararında gösterilebileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Esasen temyiz nedenine bağlı inceleme yapılan ve esastan ret kararı verilen durumda temyiz nedeni dışına çıkılarak bir hukuka aykırılığı tespit ve bu durumun karara derci esastan ret kararının doğasına da aykırıdır.
Hal böyle olunca sanık hakkında kurulan mahkumiyet ilamı ve istinaf talebinin esastan reddi kararını sanığın temyizi üzerine Dairemizce yapılan temyiz incelemesi ile temyiz isteminin esastan reddine karar verilmesi karşısında temyiz dilekçesinde sanık tarafından gösterilmeyen ve sanığın aleyhine olan bir olgunun hukuka aykırılığına işaret edilmesinin, temyiz nedenine hasren yapılması gereken temyiz incelemesinin temyiz nedeni dışına çıkılarak inceleme yapılmasın kanuna aykırı olduğu gibi 1412 sayılı CMUK'nin 320. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemden kalma uyulama geleneğinin devamına 5271 sayılı CMK düzenlemesi cevaz vermemektedir.
Yine bozma kararında uygulanması mümkün bulunan CMK' nin 302/3. maddesinin temyiz isteminin esastan reddi kararlarına kıyasen uygulanması da, CMK' nin 301. maddesi ve esastan ret kararının ruhuna aykırı olduğundan mümkün bulunmamaktadır.
Bu bağlamda temyiz isteminin esastan reddi kararı verildiği somut olayda temyiz dilekçesinde gösterilmeyen nedene dayalı inceleme yapılarak bunun esastan ret kararında eleştiri konusu yapılmasının mümkün bulunmadığı düşüncesi ile temyiz isteminin esastan reddine karar verilen ilamda eleştiriye yer verilmesine ilişkin sayın çoğunluğun kararına katılmak mümkün bulunmamıştır.