Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 15.3.1992 tarihinden 1998 yılının 3. ayına kadar her yıl 1 mart ile 20 Kasım tarihleri arasında, 1.3.1998-5.4.2001 tarihleri arasında ise hiç ara vermeden çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dava 15.03.1992-05.04.2001 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmaların tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece, istek tanık sözlerine dayanılarak aynen hüküm altına alınmıştır. Oysa, ifadeleri hükme dayanak alınan tanıklar davacıyla birlikte çalışan ve kayıtlara geçmiş kişiler olmadığı gibi, aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimselerde değildir. Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez. Öte yandan tesbiti istenilen süreler çok öncelere ilişkin bulunduğundan tanıkların bu sürelerle ilgili bilgileri bu güne değin eksiksiz olarak hafızalarında korumaları da hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmez. Yapılacak iş, davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu gözönünde tutularak davacı ile birlikte çalışan ve varsa davalı işverenlerin SSK prim bordroları Kurumdan getirtilerek bordrolarında kayıtlı kişiler veya benzer işi yapan işverenlerin kayıtlarına geçmiş kimselerin tesbit edilerek anılan kişilerin bilgilerine başvurulmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Hukuk Genel Kurulu’nun 16.6.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün ve 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2004/21-35-64 E.ve K. 15.10.2003 gün ve 2003/21-634-572 E. K. sayılı kararları da aynı yöndedir. Diğer yandan davacının , nizalı dönem içerisinde dava dışı işveren N. Turizm Ltd.Şti tarafından Kuruma bildirilen 04.04.1996-31.10.1996 tarihleri arasında 207 gün, 25.04.1998-10.05.1998 tarihleri arasında 16 gün,11012564 sicil numaralı işyerinden de 1995/3. döneminde 5 gün hizmetinin bulunduğu, 1997 yılında ise kuruma bildirilen hizmetinin bulunmadığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bu sürelere ilişkin denetime elverişli bir açıklama mevcut olmadığı gibi dinlenen tanıkların başka işverenler yanındaki hizmetler yönünden bilgilerine başvurulmadan sonuca gidilmesi de hatalı olmuştur. 2-Mahkeme kararlarının HUMK’nun 388-389 maddelerindeki unsurları taşıması infaz kabiliyetinin bulunması gerekir. Hüküm fıkrasında, davacının SSK’na kayıt ve tescil edilmeyen hizmetlerinin tesbitine karar verilmiş ise de infazda tereddüt yaratacak biçimde tesbit edilen hizmetlerin hangi tarihler arasında geçtiği açıkça gösterilmeksizin hüküm kurulması da kabul şekli bakımından usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden işverenlere iadesine, 09.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.