14. Hukuk Dairesi 2016/13158 E. , 2020/1545 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 02.06.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin kayden paydaşı olduğu 161 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 91/350 payının dava dışı önceki maliki ... tarafından 20.05.2015 tarihinde, 37/350 payının dava dışı önceki malik ... tarafından 26.05.2015 tarihinde davalıya satıldığını, önalım hakkının kullanılmasına engel olmak için satış bedellerinin fahiş gösterildiğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı payların önalım hakkı nedeniyle iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, bedelde muvazaa iddiasının davacı tarafından kanıtlanması gerektiğini, bedelin gerçek satış bedeli olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile davaya konu taşınmazda davalıya ait payların iptali ile davacı adına tesciline, resmi satış bedeli ve masraflar toplamı olan 153.000,00TL önalım bedelinin karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmişlerdir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir.
Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamaması halinde iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili, dava dilekçesi ile dava dışı ..."ın davalıya pay satışının 14.340,01TL, dava dışı ..."ın davalıya pay satışının 5.830,55TL olduğu halde tapuda satış bedelinin 153.000,00TL olarak gösterildiğini ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş ise de bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Bu durumda iddia olunan 20.170,56TL bedel ile mahkemece kabul edilen önalım bedeli toplamı olan 153.000,00TL arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdiri ile yargılama giderinin bu orana göre paylaştırılması gerekirken satış bedelinin tamamı üzerinden davacı yararına vekalet ücreti takdir olunarak yargılama giderlerinin tümünün davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.