21. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/2630 Karar No: 2006/9439
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/2630 Esas 2006/9439 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2006/2630 E. , 2006/9439 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Ankara 9. İş Mahkemesi Tarih : 15.12.2005 No : 1288-1129
Davacı 20.4.1982-1.1.1986 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitiyle, bu dönemde çakışan SSK sigortalılığının iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı, 20.4.1982-1.1.1986 tarihleri arasında, 1479 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu Bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Gerçekten davacı, 1.1.1979 tarihinde başlayan vergi kaydı nedeniyle 4.11.1983 tarihinde, geriye doğru 20.4.1982 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasaya tabi zorunlu Bağ-kur sigortalısı olarak tescil edilmiştir. Davacının 29.1.1984 tarihinden 1994 yılına kadar devam eden oda ve esnaf sicil kaydı da mevcuttur. Ancak 1.4.1981-31.12.1985 tarihleri arasında, zorunlu Bağ-kur sigortalılığı ile çakışan 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalılığı bulunmaktadır. 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve gerekse 1479 Sayılı Bağ-kur Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklamıştır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında da bulunmaması gerekir. Anılan yasanın 3. maddesinin I.(F) bendinde “Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların” (K) bendinde ise, “Herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 24. maddesinin I. ve II. Fıkralarında da bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında, başkaca sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir. Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün değildir. (03.10.2001 gün ve E: 2001/21-627, K: 2001/659 Sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı). Somut olayda davacı, 1479 sayılı yasaya tabi zorunlu Bağ-kur sigortalısı olarak tescil edildiği tarihte zaten 506 sayılı yasaya tabi zorunlu SSK sigortalısı olduğundan artık zorunlu Bağ-kur sigortalısı olamaz. Diğer bir anlatımla, ihtilaflı dönemde davacının zorunlu Bağ-kur sigortalılığına geçerlilik tanınması söz konusu edilemez. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurularak davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 5.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.