17. Ceza Dairesi Esas No: 2015/21183 Karar No: 2016/8409 Karar Tarihi: 02.06.2016
Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/21183 Esas 2016/8409 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir hırsızlık davasında verilen kararın temyiz edilmesi üzerine incelemesinde, fındık bahçesinin müştekinin annesi adına kayıtlı olduğu ve sanığın bunu bilmediği ancak yine de bahçeyi koruma amaçlı sırıkları söküp attığı ve fındıkları topladığı belirlendi. Mahkeme, suçun sanık tarafından işlendiğini kabul etti ancak sanığın fındık bahçesini babasından miras olarak aldığını ve kardeşleriyle dönüşümlü fındık toplamak konusunda anlaştıklarını beyan ettiğini ve fındık bahçesinin kadastro çalışmaları sonucunda müştekinin annesi adına kaydedildiğini bilmediğini öne sürdü. Bu nedenle, mahkeme tarafından verilen hükmün bozulması gerektiği kararına varıldı. Kararda, TCK'nın 141/1. maddesi uyarınca hırsızlık suçunun oluştuğu, TCK'nın 142/1-e maddesi ile uygulama yapılması gerektiği belirtildi. Ayrıca, sanığın savunmasının alındığı sırada TCK'nın 51. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmamış, TCK'nın 53. maddesiyle ilgili Anayasa Mahkemesi iptal kararı nedeniyle hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
17. Ceza Dairesi 2015/21183 E. , 2016/8409 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: Dava konusu fındık bahçesinin yapılan kadastro çalışmalara neticesinde 02.03.2012 tarihinde müştekinin müteveffa annesi ... adına tapuda kayıt edildiği, sanığın da savunmasında babasından kalan bu arazinin kadastro çalışmaları sonrası müştekinin annesi adına kayıt edildiğini bilmediğini, halen kendi arazisi zannederek koruma amaçlı sırıkları söküp attığını ve fındıkları topladığını beyan etmesi karşısında, fındıkların toplandığı bahçenin mülkiyetinin kime ait olduğu ve fındıkların nereden toplandığı konularında belirsizlik bulunmadığı; dava konusu fındıkların müştekinin hak sahibi olduğu bahçeden sanık tarafından toplandığı sabit olduğu anlaşıldığından, tebliğnamede bozma talep eden (1) ve (2) nolu düşüncelere iştirak edilmemiştir. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanığın aşamalarda dava konusu fındık bahçesinin kardeşleriyle birlikte kendisine babasından miras kaldığını, kardeşleriyle dönüşümlü fındık toplamak konusunda anlaştıklarını, fındık bahçesinin kadastro çalışmaları sonucu müştekinin annesi adına kayıt edildiğini bilmediğini, haberi olmadığını, halen kendilerinin zannederek sırıkları söktüğünü ve fındık topladığını beyan etmesi, katılanın da kadastro geçmeden önce dava konusu fındık bahçesinden sanığın fındık topladığını kabul etmesi karşısında, sanığın fındık toplama konusunda anlaştıklarını beyan ettiği ağabeyi ve kardeşlerinin tanıklıktan çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmeleri, sanık savunmalarına karşı diyeceklerinin sorulmaları ve sanığın fındık topladığı arazinin mülkiyetinin kime ait olduğu konusunda hataya düşüp düşmediğinin araştırılarak hakkında 5237 sayılı TCK"nın 30. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması, Kabule göre; 1-Dava konusu ... köyü ...mevki ... parselde kain ve müştekinin müteveffa annesi...kayıtlı fındık bahçesindeki mahsulün, sanık tarafından müştekinin rızası olmaksızın toplanması şeklinde cereyan eden eylemin, TCK"nın 141/1. maddesine uyan hırsızlık suçunu oluşturduğu halde aynı Yasa"nın 142/1-e maddesi ile uygulama yapılması, 2-Sanığın savunmasının alındığı sırada hakkında lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep etmesine rağmen 5237 sayılı TCK"nın 51. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması, 3-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."in temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 02.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.