11. Hukuk Dairesi 2014/6550 E. , 2014/20367 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :...FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/10/2013 tarih ve 2012/229-2013/212 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının "...+ Şekil" markasının müvekkilinin tescilli ve tanınmış "..." ibareleri markalarına benzediğini ve iltibas yarattığını, ayrıca davalı şirket adına kayıtlı ""www.....com"" alan adlı internet sitesinde "..." ibaresinin tek başına kullanıldığını, bu durumun da iltibasa neden olduğunu ileri sürerek, kötü niyet ile tescil edilen davalı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, marka tecavüzü ve haksız rekabetin önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, ürünlerin bulunduğu ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesinin, basılı kağıtlar ve faturalar ile sair her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış olan materyalin ve benzeri vasıtaların hüküm kesinleştiğinde imhasına, kararın gazetede ilanına, www.....com alan adlı internet sitesinin ve alan adının kullanımının önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı markasının tanınmış marka olmadığını, bu nedenle davanın 1 yıllık zamnaşımı süresine tabi olduğunu, müvekkili markasının ayırt edicilik unsuru taşıdığını, "..." karakterinin öne çıkarılarak kullanılması veya ayrı kullanılmasının söz konusu olmadığını, "... ve ..." harflerinin alfabede bulunan ve ayırt edicilik niteliğine sahip olmayan harfler olduğunu, kullanımının davacının tekelinde olmadığını, müvekkilinin kendi markasını kullandığını, bu durumun haksız rekabet ve marka tecavüzü teşkil etmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının markasını tescil edildiği şekli ile değil, ... ibaresini ön plana çıkartarak kullandığı, ... ibaresinin bir kısaltma olduğu, Türkçe’de bir anlamının bulunmadığı, eğitim sektöründe kullanılan genel bir ifade de olmadığı, ddavalının www.....com alan adı kullanımında ... ibaresi ayırt edici unsur olarak kullandığı, ilgili sektörde davacı markalarının bilinirliği ve tüketici nezdindeki ayırt edici gücü dikkate alındığında, davalının bu kullanımının ticaret unvanını veya marka kullanımı olarak değerlendirilemeyeceği, davacının markasını eğitim sektöründe uzun yıllardan beri kullandığı ve tanıtımını yaptığı, davacı markası ilgili sektörde güçlü bir ayırt ediciliğe sahip.olduğu, davacı ile davalının aynı sektörde faaliyet gösterdikleri gibi bir dönem ortak bir çalışma da yürüttükleri, davacıların faaliyetlerinden ve markalarından haberdar olan davalının davacı markaları ile iltibasa neden olabilecek ve ilgili sektörden uzak ... ibaresini havi markayı kötüniyetle tescil ettirdiği gerekçesi ile davalı adına tescilli markanın KHK 8 ve 42. maddesi uyarınca hükümsüzlüğüne ve alan adına erişimin engellenmesine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacının dava konusu işaret üzerinde öncelik ve üstün hak sahibi bulunmasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 23.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.