21. Hukuk Dairesi 2018/6578 E. , 2019/838 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı istemi;
Davacı 23/09/2004 tarihinde işe başlamak sureti ile 2004 - 2005 - 2007 - 2008 - 2009 - 2010 - 2011 - 2012 - 2013 yılları Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, Ocak, Şubat, Mart, Nisan tarihlerinde davalı ... Milli Eğitim Müdürlüğü"ne bağlı okullarda ücretli öğretmen olarak tam gün ve sürekli olarak çalıştığını, fiilen işe giriş tarihinden itibaren çalıştığı dönemlerden tam gün esaslı çalışmasına rağmen çalıştığı sürelerin eksik bildirildiğini belirterek hizmet sürelerini dava ve talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı;
Davalı ... vekili, ücretli öğretmenin girdiği ders saati ile sınırlı olacak şekilde kısmi zamanlı olarak çalıştığını, kadrolu öğretmen ile ücretli öğretmenin görev ve sorumluluklarının farklı olduğunu, ücretli öğretmenin nöbet tutmadığını, idareci olmadığını, ders dışında etkinlik yapmadığını, davacının bir aylık ders saatinin mevzuatın gerektirdiği şekilde hesaplandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Feri müdahil SGK vekili, davanın ispatlanamaması halinde reddine karar verilmesini istemiştir.
C)İlk derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı;
Ilk Derece Mahkemesince;”.. Gerçekten de öğretmenlerin ders saatleri işçilerin yahut memurların çalışma saatinden farklıdır. Ayrıca ücretli öğretmenlerin çalışma koşulları ile ilgili genel değerlendirmeler yapmak yerine somut olaya göre değerlendirme yapmanın daha yerinde olacağı kanaati Mahkememizde oluşmuştur. Zira Türkiye"nin diğer bölgelerinde, iddia edildiği gibi ücretli öğretmenler günde 6 saatten daha az derse girip, idari görev ve sorumlulukları bulunmasa bile somut olayda davacının kadrolu öğretmenlerle eşit olarak öğretmenliğe vakit ayırmakta olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca bölgedeki terör olaylarının da etkisiyle geçmişte kadrolu öğretmen sıkıntısı yaşandığı bir gerçektir. Nitekim tanık beyanı da bunu doğrulamaktadır. Dolayısıyla benzer durumda olan kadrolu öğretmen ile ücretli öğretmen arasında sigortalı çalışılan günler bakımından yukarıda zikredilen şekilde bir ayrım yapılması hakkaniyete aykırı bir durum ortaya çıkaracaktır. Tüm dosya incelendiğinde davanın 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 86. maddesi uyarınca davacının davalı ...’nda çalışmasına ilişkin kuruma bildirilmeyen eksik hizmetin tespiti davası olduğu, tarafların beyanları, bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından davacının davasını kabul etmek gerektiği kanaatine varılarak bilirkişi raporu doğrultusunda” ;1-Davacının davasının KABULÜ ile; Sigorta primi ödenmeyen 2004 yılı Eylül 3 gün, Ekim 14 gün, Kasım 14 Gün, Aralık 12 Gün, 2005 yılı Ocak 6 gün, Şubat 8 gün, Mart 12 gün, Nisan 14 gün, Mayıs 13 gün, Haziran 5 gün, 2007 yılı Eylül 7 gün, Ekim 8 gün, Kasım 8 gün, Aralık 11 gün, 2008 yılı Ocak 12 gün, Şubat 15 gün, Mart 9 gün, Nisan 8 gün, Mayıs 8 gün, Haziran 12 gün, Eylül 12 gün, Ekim 14 gün, Kasım 15 gün, 2010 yılı Haziran 9 gün, 2011 yılı Eylül 8 gün, Ekim 14 gün, Kasım 15 gün, Aralık 12 gün, 2012 yılı Ocak 16 gün, Ekim 16 gün, Kasım 12 gün, Aralık 13 gün, 2013 yılı Ocak 16 gün, Şubat 15 gün, Mart 14 gün Nisan 13 gün, Mayıs 13 gün, Haziran 11 gün, 2016 yılı Şubat 8 gün, Mart 10 gün, Nisan 12 gün, Mayıs 12 gün, Haziran 7 gün olmak üzere toplam 486 günlük sürenin 5510 sayılı kanunun 86. Maddesinin 9. Fıkrası gereği davalı ... nezdinde çalıştığının tespitine,karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ;
İstinaf başvurusunda bulunan davacı; kısmen reddine dair verilen kararın hatalı olduğunu, davanın tamamen kabul edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Davalı MEB vekili, 5510 sayılı yasanın 80.maddesi uyarınca davacının ek ders saat toplamının 7.5 saate bölünmesi suretiyle tespit edilmesi gerektiğini,işin niteliğinin tam süreli iş sözleşmesi olgusundan kaynaklanmadığını, Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu,davacının çalışmasının bu yasa maddesine göre hesaplanıp eksiksiz olarak primlerinin ödendiğini,davacının ücretli öğretmen olup çalışmasının sözleşmeli ve vekil öğretmenler ile karıştırılmaması gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.Fer"i müdahil vekili, 5510 sayılı yasanın 80.maddesi uyarınca davacının ek ders saat toplamının 7.5 saate bölünmesi suretiyle tespit edilmesi gerektiğini, işin niteliğinin tam süreli iş sözleşmesi olgusundan kaynaklanmadığını, Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, davanın reddi gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı;
Bölge Adliye Mahkemesince "…ücretli öğretmen statüsündeki davacının prim ödeme gün sayıları hesaplanırken , 5510 sayılı Yasanın 80/h maddesi uyarınca toplam aylık çalışma saatleri, 1 gün = 7,5 saat esası üzerinden aylık çalışma gün sayısına dönüştürülerek hesaplanmalıdır. Yargıtay 21.Hukuk Dairesi"nin içtihatları da bu yöndedir. Davacının Sosyal Güvenlik Kurumu"na bildirilen çalışma gün sayısının, aylık çalışma saati karşılığında aldığı ücretin 1 gün =7,5 saat kuralına göre bölünmesi ile bulunan değerden az olmadığı, bu hali ile eksik bir bildirimin bulunmadığı dosyadaki kayıtlarla sabittir. Bilirkişinin bu kurala uymadan aylık çalışma süresini 30 güne tamamlamak suretiyle prim gün sayasını tespiti belirtilen yasal duruma ve davacının çalışma niteliğine uygun değildir…” gerekçesiyle ;Yerel mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-b-2 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
Davanın REDDİNE, karar verilmiştir.
E)Temyiz;
Davacı temyiz dilekçesinde ; ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi Yerel Mahkemenin kararını kaldırarak davanın reddine kara vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.
F)Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
5510 sayılı Yasa"nın 80/1-j maddesi , "Milli Eğitim Bakanlığına bağlı her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ek ders ücreti karşılığında ilgili mevzuatı çerçevesinde uzman ve usta öğretici olarak çalıştırılanların prim ödeme gün sayısı 30 günü aşmamak kaydıyla, bir takvim ayı içerisinde hak kazandıkları brüt ek ders ücreti toplam tutarının, prime esas günlük kazanç alt sınırına bölünmesi sonucu bulunur. Bu şekilde yapılacak hesaplamalarda tam sayıdan sonraki küsuratlar dikkate alınmaz. " şeklindedir.5510 sayılı Yasa"nın 80/3-c ve ç bendlerinde " Bu Kanuna göre ilk defa 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanların prime esas kazançlarının hesabında; c) Açıktan vekil olarak atanan sigortalılar için, (a) bendinde öngörülen unsurlardan ilgili mevzuatı uyarınca ödenen tutarı, ç) Başka bir kadro ya da görevin ödeme unsurları esas alınmak ve kıyaslanmak suretiyle aylık veya ücret ödenen sigortalılar için; emsal alınan kadro veya görevin prime esas kazanç tutarını geçmemek üzere, bu kazancın aylık veya ücret ödenmesinde öngörülen oranında hesaplanacak tutarı esas alınır. Vekalet veya ikinci görev karşılığında ilgili mevzuatı uyarınca yapılacak ödemeler prime esas kazancın hesabında dikkate alınmaz." düzenlemelerine yer verilmiştir.4857 sayılı Kanunun 13. maddesinde, işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşmenin kısmî süreli iş sözleşmesi olduğu belirtilmiş, 63. maddesinde, genel bakımdan çalışma süresinin haftada en çok 45 saat olduğu, aksi kararlaştırılmamışsa bu sürenin, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanacağı açıklanmıştır.Öte yandan, 11/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun’un 64. maddesi ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen fıkra ile; " Hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, dava Kuruma resen ihbar edilir. İhbar üzerine davaya davalı yanında ferî müdahil olarak katılan Kurum, yanında katıldığı taraf başvurmasa dâhi kanun yoluna başvurabilir. Kurum, yargılama sonucu verilecek kararı kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlüdür.” hükmü getirilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 2004/9 ay ila 2013/6. aylar arasında geçen bir kısım çalışmasının davalıya ait 1001672 sicil sayılı işyerinden 30 günün altında Kuruma bildirildiği, puantaj kayıtlarının gönderildiği, yine ek ders ücret bordrolarının 2004/9. ay ve sonrasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Yapılacak iş, ilgili İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden ihtilaflı dönemin tamamını kapsayan davacı ile imzalanan tüm sözleşmeleri, ek ders ücret bordrolarını, atama kararlarını, davacının günlük ve haftalık girdiği ders saatlerini gösteren tüm puantaj kayıtlarını getirtmek, davacının ücretinin aylık olarak her ay aynı ücret şeklinde mi aldığı, yoksa her ay girdiği ders saatine göre değişen bir ücret mi aldığını sormak, davacının hangi sıfatla istihdam edildiğini sormak, davacının vekil öğretmen olarak mı ücretle öğretmen olarak mı çalıştığını netleştirmek, ..."ndan davacı ile aynı konumda olan kadrolu sınıf/branş öğretmeninin bir günde ve haftada kaç saat derse girmesi gerektiğini sormak, davacının günlük girdiği ders saatini belirleyerek bununla karşılaştırmak, ..."ndan ihtilaflı dönemde çalışmanın geçtiği okulda kadrolu olarak çalışan öğretmen, müdür, müdür yardımcılarının listesini istemek ve bunların arasından re"sen seçilecek tanıkların beyanlarına başvurmak, davacının ücretinin girdiği ders saatine göre belirlenmesi halinde uyuşmazlığın 506 sayılı Yasa dönemine isabet eden kısmı bakımından 1 gün=7,5 saat çalışma esasından hareketle eksik prim gün sayısını belirlemek, 5510 sayılı Yasa"nın yürürlükte olduğu dönem bakımından ise 5510 sayılı Yasa"nın 80/j hükmüne göre değerlendirme yaparak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nın 373/2.maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 11/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.