16. Hukuk Dairesi 2014/16654 E. , 2015/4643 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; dava konusu yerlerde davacı lehine kazanma koşullarının gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece taşınmaz başında yapılan keşif sonucunda dosyaya sunulan 27.12.2013 havale tarihli ziraat bilirkişi raporunda; fen bilirkişisi raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerin sürülü tarla olduğu, taşlarının temizlenmiş olup birinci sınıf arazi niteliğinde olduğu, (A) harfi ile belirtilen bölümün ise taşlılık problemi olan tarla olarak kullanıma elverişli olmayan ancak otunun biçilmesi sureti ile kullanılabilecek arazi olduğu belirtilmiştir. Yine ziraat bilirkişisi tarafından dosyaya sunulan 10.02.2014 havale tarihli ek raporda da; taşınmazın (A) ile gösterilen bölümünün yaklaşık 25 yıldan daha uzun süredir kullanılmadığı, üzerinde çalı formatında bitki örtüsü ve geven bitkisi yetiştiği bu hali ile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, taşınmazın (B) ve (C) harfi ile gösterilen bölümlerinin benzer nitelikte olup taşlarının temizlenmiş olduğu, her türlü tarım için uygun olduğu ve bu halleri ile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı belirtilmiştir. Bununla birlikte Mahkemece çekişmeli taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin niteliği ve süresi de kesin olarak belirlenmemiş, uyuşmazlığın çözümünde komşu parsel tutanak ve dayanaklarından da yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için; çekişmeli taşınmaza komşu parsellere ait kadastro tutanakları ile tüm dayanak belgeleri getirtilip dosya ikmal edildikten sonra; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf ve zilyetlik tanıkları ve ziraat bilirkişisi katılımı ile keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, zirai bilirkişiden taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz üzerinde imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı ile tamamlanmış ise tamamlanma tarihini tespit etmesi istenilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, taşınmazın tüm yönlerinden gösterir fotoğrafları çektirilmeli, fen bilirkişiye keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, davacı adına belgesiz zilyetlik yoluyla tespit veya tescil edilen taşınmaz miktarının 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesindeki 40-100 dönüm sınırlandırmasını aşıp aşmadığı gözetilmeli, davanın mahiyeti gereği yapılması gereken yasal ilanlar da yapılmak suretiyle iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.