Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/18495 Esas 2018/3528 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18495
Karar No: 2018/3528
Karar Tarihi: 25.06.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/18495 Esas 2018/3528 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, borçlu olmadığının tespiti için açılmıştır. Davacı banka tarafından açılan icra takiplerinde, davacıya ait olmayan bir adresin tebligata konu edilmesi sebebiyle davacının icra takiplerinden sonra haberdar olduğu, senetlerin davacıya ait olmadığı ve diğer davalı şirketle herhangi bir ilişkisi olmadığı iddia edilmiştir. Davalı banka ise senetlerin kendilerine cirolandığını, davaya konu senetlerdeki imzaların davacıya ait olmadığı iddialarının hukuken dinlenilemez nitelikte olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, yapılan inceleme sonrasında davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak Yargıtay, icra mahkemesi kararlarının kesin hüküm teşkil etmediği ve genel yetkili mahkemelerde yapılan bilirkişi incelemelerinin kesin delil olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar vermiştir. Kararda, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu, Medeni Kanun, Türk Ticaret Kanunu maddelerine yer verilmiştir.
19. Hukuk Dairesi         2016/18495 E.  ,  2018/3528 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik hükmün süresi içinde davalı...A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davalı banka tarafından davacı aleyhine ... 5.İcra Müdürlüğünün 2012/7583 sayılı dosyası ile 20.01.2012 tanzim 20.07.2012 vadeli 72.500,00 TL bedelli ve ... 5.İcra Müdürlüğü"nün 2012/7578 sayılı dosyası ile 24.10.2011 tanzim 17.05.2012 vadeli 32.600,00 TL bedelli senetlere istinaden icra takibi yapıldığını, icra takip dosyalarında davacıya ait olmayan bir adrese tebligat yapıldığı için davacının icra takiplerinden sonradan haberdar olduğunu, davacının ödeme emrinin tebliğ edildiği "..."" isimli şahsı tanımadığını, senet üzerinde yazılı bulunan adresin de davacıya ait olmadığını, takip dayanağı olan senetler üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığını, senetler üzerinde lehtar olarak bulunan diğer davalı... Ltd. Şti ile davacının hiç bir ilişkisinin mevcut olmadığını, davacının takibe konu senetlerden dolayı herhangi bir borcunun olmadığını, belirterek borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
    Davalı...A.Ş. vekili, davaya konu icra takiplerine konu senetler hakkında daha önce açılmış ve halen görülmekte olan imzaya itiraz davası sebebiyle derdestlik itirazında bulunduklarını, davacıya tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığını, davaya konu senetlerin davalı bankaya cirolanarak verildiğini, senetler üzerindeki yazıların davacıya ait olmadığına ilişkin iddiaların hukuken dinlenilemez nitelikte olduğunu, davalı banka tarafından bu hususun bilinemeyeceği gibi bankanın böyle bir araştırma yükümlülüğünün de bulunmadığını, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı... Ltd. Şti. davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılamaya, toplanan delillere göre; davanın sahtecilik iddiasına dayalı menfi tespit davası olduğu, ... 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/180 E. Sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu raporları ve İzmir Kriminal Polis Labaratuvarı kriminal raporu ile davaya konu senetlerdeki keşideci imzasının davacıya ait olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, senede dayalı menfi tespit davası olup davacı vekili, dava konusu senetteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığını ileri sürmüştür.
    Mahkemece, ... 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/180 E. Sayılı dava dosyasından alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa, ... İcra Hukuk Mahkemesi dar yetkilidir ve icra mahkemesince verilen kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu mahkemede yapılan bilirkişi incelemesi genel yetkili mahkemede kesin delil olarak kabul edilemeyeceğinden, bu bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilemez. Bu durum karşısında mahkemece davacı yanın senet üzerindeki imzaya itirazı üzerinde durulup senetteki imzasıyla ilgili olarak imza incelemesi yaptırılıp bilirkişi raporu aldırılmak suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ... A.Ş."ne iadesine, 25/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.