4. Hukuk Dairesi 2020/453 E. , 2020/3289 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 21/10/2010 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 06/12/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalı ..."un sürücüsü, diğer davalının maliki olduğu ... plakalı yolcu otobüsünün 17/08/1996 tarihinde ... istikametinden ... istikametine seyir halindeyken dava dışı ..."in sevk ve idaresindeki ... plakalı askeri araçla her iki sürücünün tedbirsizlik ve dikkatsizliği sonucunda çarpıştığını, meydana gelen trafik kazası nedeniyle jandarma astsubay olan dava dışı ...’ın vefat ettiğini, müteveffanın hak sahipleri tarafından davacı idare aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabul edildiğini ve hak sahiplerine davacı idare tarafından ödeme yapıldığını belirterek, ödenen miktarın rücuen davalılardan tahsili talebinde bulunmuştur.
Davalılar, rücuya esas olan dosyanın davacı idare tarafından kendilerine ihbar edilmediğini, ihbar edilmiş olsaydı, hak sahipleri tarafından rücuya esas dosyadan daha önce 09/09/1996 tarihinde ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1996/48 esas, 1998/11 karar sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, bu davada davacı idare ile birlikte kendilerinin de davalı taraf olarak yer aldığını, yargılamanın sonucunda davacılar vekili tarafından vekaletnamesindeki yetkiye istinaden davadan tüm davalılar yönünden feragat edilmesi nedeniyle red kararı verildiğini, bu nedenle eldeki rücu davasında, feragat edilen davada ihbar yükümlülüğünü kullanmayan davacı idarenin davalıların durumunu ağırlaştıramayacağını belirterek açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, kararı davalı ...Firması vekilinin temyiz etmesi üzerine, ....Hukuk Dairesi tarafından 06/04/2016 gün, 2016/2175 esas ve 2016/4349 karar sayılı ilam ile feragatin ve müteselsil sorumluların hukuki durumlarının kararda tartışılmadan hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş, ancak her iki davalı bakımından da davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; mahkemece verilen 02/07/2013 tarihli ilk kararı davalı ...’un temyiz etmemesi üzerine adı geçen davalı bakımından ilk kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde mahkemece, adı geçen davalı bakımından yeniden hüküm tesisi usul ve yasaya uygun görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan sebeplerle davacı yararına BOZULMASINA, davalı ...Firması vekilinin tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine 08/10/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.