10. Hukuk Dairesi 2016/3160 E. , 2016/2907 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yersiz aylıkların tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava şartları, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve karar verilebilmesi için varlığı veya yokluğu mutlaka gerekli olan şartlardır.
Dava şartları, ön inceleme aşamasında incelenir. Eksik olan dava şartı, belli bir süre verilerek giderilebilecek nitelikte ise, mahkemece, usûl ekonomisi uyarınca dava hemen reddedilmeyip ilgili tarafa kesin süre verilmeli, kesin süre içinde eksiklik giderilmez ise dava usulden reddedilmelidir.
Dava şartları; yargı yetkisi, yargı yolu, görev, kesin yetki, davada iki tarafın bulunması, taraf ehliyeti, dava ehliyeti, davaya vekâlet ehliyeti ve geçerli vekâletname bulunması, davayı takip yetkisi, davacı tarafından gider avansının yatırılması, teminat gösterilmesine ilişkin kararın yerine getirilmemesi, hukukî yarar, davanın derdest olmaması ve kesin hüküm bulunmamasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114’üncü maddesinin (i) bendi uyarınca “aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması” dava şartları arasında düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 115’inci maddesi gereği bu durum kamu düzeni ile ilgilidir ve davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
Anılan madde metninde belirtildiği üzere kesin hüküm; açılan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılıp kesin hükme bağlanmış olmasıdır. Bu bağlamda kesin hükmün söz konusu olabilmesi için tarafları, sebepleri ve konusu aynı olan davanın iki defa ayrı ayrı açılmış olması ve birinde verilen hükmün kesinleşmiş olması gerekir.
Davanın konusuz kalması ise tamamen farklı bir kavram olup, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması; eş söyleyişle tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması halinde, bu olayın hükümde göz önüne alınması ve mahkemenin, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir.
Davaya konu somut olayda; davacı Kurum tarafından yersiz aylıkların tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptaline karar verilmesinin istendiği; ancak davalının 16.07.2013 tarihinde aynı yersiz alacaklar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemini içerecek şekilde aynı mahkemede davacı Kuruma karşı açtığı davanın 16.12.2013 gün 255 / 486 sayılı kararla kabulüne karar verilerek Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 24.02.2015 gün 6330 / 3318 sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiğinin ve eldeki dava ile tarafları ve sebeplerinin aynı olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu kesinleşen ilamda edimin ifasına ilişkin hüküm bulunmadığından eldeki davada kesin hüküm teşkil etmiyor ise de; alacağın varlığına ilişkin tespit kısmı ile eldeki davanın tespit kısmı aynı olduğundan, davaya konu alacağın bulunmadığına ilişkin kesinleşen bu tespite istinaden eldeki edaya ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken; konusuz kaldığından bahisle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanunun 30"uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen Geçici 3"üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 438"inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının ilk paragrafında yer alan “Konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ibaresi silinerek yerine “Davanın reddine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.