Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/10659 Esas 2014/10448 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10659
Karar No: 2014/10448
Karar Tarihi: 23.05.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/10659 Esas 2014/10448 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2014/10659 E.  ,  2014/10448 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Alucra Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 08/06/2012
    NUMARASI : 2008/23-2012/103

    İ.. S.. ve müşterekleri ile E.. T.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair Alucra Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 08.06.2012 gün ve 23/103 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacılar vekili, dava konusu 116 ada 1 parsel sayılı taşınmazın murislerinden intikal ettiğini, parselin batı kısmının yaklaşık 300-400 m2"lik kısmın davalılara, diğer kısımların davacılara ait olduğu halde kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek 116 ada 1 nolu parselin tapu kaydının iptali ile tahminen 300-400 m2 kısmının davalılar adına, diğer kısmının davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar R.. T.., R.. T.., Z.. T.., Ş.. T.., dava konusu taşınmazın babalarından kendilerine intikal ettiğini, davacıların dava konusu parsel üzerinde hakları bulunmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuşlardır.
    Davalı E.. T.. cevap dilekçesi sunmamış, yargılama oturumlarına katılmamıştır.
    Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile dava konusu taşınmazdan 1.591,51 m2"lik kısmın iptali ile son parsel numarası verilerek davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
    Hüküm, süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye elverişli bulunmamaktadır. Şöyle ki, yerel bilirkişilerin uyuşmazlık konusu taşınmazın taraflardan hangisinin zilyetliğinde bulunduğu konusundaki beyanlarının çelişkili olduğu, vazgeçme beyanı da olmadığı halde taraflarca bildirilen tüm tanıkların dinlenmediği görülmektedir.
    Hal böyle olunca, mahallinde yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının HMK"nun 240, 243 ve 259. maddeleri uyarınca davetiyeyle keşif yerine çağırılarak, aynı Kanun"un 259/2 ve 290/2 (HUMK"nun 259) maddeleri hükümleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmazların aynına ilişkin bulunması sebebiyle taşınmaz başında dinlenilmeleri, dava konusu taşınmazın öncesinin kime ait olduğunun, ne sıfatla ve ne şekilde zilyet olunduğunun, hangi kısmının kimler tarafından kullanıldığının tereddüte meydan vermeyecek biçimde belirlenmesine çalışılması, beyanlar arasında aykırılık çıktığı takdirde aynı Kanun"un 261/1. (HUMK"nun 265) maddesi hükmü gözönünde tutularak çelişkinin giderilmesine çalışılması, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir. Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile uyuşmazlığın esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Kabule göre de, hükümde dava konusu taşınmazdan iptal edilen kısmın taşınmazın hangi kısmına isabet ettiğinin açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken hükmün infazında tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın davacılara iadesine 23.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.