1. Ceza Dairesi 2020/278 E. , 2020/1565 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Tasarlayarak öldürme ve bu suça yardım.
HÜKÜM : Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen,
... için TCK.nin 82/1-a, 62, 53, 63. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası,
... için TCK.nin 82/1-a, 39/2, 62, 53, 63. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası
ile cezalandırılmalarına,
İlişkin istinaf başvurularının esastan reddine.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Sanık ... müdafii ve sanık ... müdafii duruşmalı inceleme isteminde bulunmuşlarsa da, 5271 sayılı CMK.nin 299. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "sanığın veya katılanın temyiz başvurusundaki istemi üzerine veya re’sen duruşma yoluyla yapar" ibaresi 24.12.2017 tarihli ve 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 100. maddesi ile "uygun görmesi halinde duruşma yoluyla yapabilir" şeklinde değiştirildiğinden, incelemenin dosya üzerinden yapılması uygun görülmekle;
Sanık ... hakkında mahkemenin kabul ve uygulaması yerinde görüldüğünden tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Sanık ... hakkında; maktul ...’i tasarlayarak öldürme suçundan ve sanık ... hakkında; maktul ...’i tasarlayarak öldürmeye yardım etme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan red kararının, sanıklar müdafileri ile katılanlar vekili ve katılan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede; Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 06.02.2019 günlü ve 2018/2244 esas, 2019/310 sayılı kararında;
1- Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik, sanık ... müdafiinin ve katılanlar vekilinin temyiz taleplerinin, tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak ESASTAN REDDİNE, Üye ..."ın sanığın TCK"nin 40. maddesi delaletiyle 81 ve 39. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiği, Üye ..."in de sanık ..."in beraatine karar verilmesi gerektiği yönündeki karşı oyları ve oy çokluğu ile,
2- Sanık ... hakkında verilen hükmün incelenmesinde;
Bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... müdafiinin; suç vasfına, katılanlar vekilinin; sanık hakkında takdiri indirim uygulanmaması ve her bir katılan için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık ...’nin, daha önce çalıştığı iş yerinden arkadaşı olan maktul ... ile sadakat yükümlülüğünü ihlal nedenine dayalı olarak verilen boşanma kararı kesinleşmediği için sanığın resmi nikahlı eşi olan tanık ... arasındaki ilişkiyi öğrenmesinin oluşturduğu haksız tahrik altında maktulü öldürmesi için uygun zaman ve koşulların gerçekleşmesini beklediği, aradan geçen zamana rağmen bu kararından sebat edip dönmeyerek maktulü öldürdüğü olayda,
1- Maktulden sanık ...’ye yönelen haksız tahrik oluşturan davranışların ulaştığı boyut dikkate alınarak, sanık ... hakkında kurulan hükümde 1/4 ile 3/4 arasında indirim oranı öngören TCK"nin 29. maddesinin asgari oranda uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
2- Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki, sanık ... yönünden ilk derece mahkemesince haksız tahrik indirimi uygulanmamasına yönelen eleştiride yer alan "sanık ...’nin, maktul ile eşi arasındaki gönül ilişkisini öğrenmesine rağmen eşini affederek ve bu durumu ailesinden gizleyip eşi ile birlikte yaşamaya devam etmesi ve bunun dışında maktulden kaynaklanan ve sanığa yönelen haksız tahrik oluşturan herhangi bir söz veya davranışın bulunmadığı…" şeklindeki gerekçenin maktulden sanığa yönelen haksız tahrik teşkil eden eylemleri sanık aleyhine ortadan kaldırmayacağının düşünülmemesi,
Usul ve yasaya aykırı olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının bozulması yerine yazılı şekilde, CMK.nin 280/1-a maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin; haksız tahrike yönelen temyiz itirazları yerinde görülmüş olup, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 06.02.2019 günlü ve 2018/2244 esas, 2019/310 sayılı kararının, tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, CMK.nin 304/2. maddesi uyarınca dosyanın Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01/07/2020 gününde oy çokluğu, Üye ..."ın sanık ..."in asli fail ..."ye yardım nedeniyle eyleminin TCK"nin 40. maddesi delaletiyle TCK"nin 81, 39. maddeler kapsamında kalacağından bahisle muhalefeti ve Üye ..."in sanık ..."in müsnet suçu işlediğine dair yeterli delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi gerektiği görüşleri ve muhalefetleri ile karar verildi.
KARŞI OY:
Maktul ...’in, sanık ... tarafından tasarlanarak öldürüldüğü olayda; sanık ...’nin ağabeyi ...’in, bu suçun işlenmesine bilerek yardım ettiğine dair yeterli delil bulunmadığı ve beraati gerektiği kanaati ile Dairemiz çoğunluğunun ...’in cezalanlarılmasına dair çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Şöyle ki;
Sanık ..., resmi nikahlı evli olan eşi ...’nin evlilik süreci içerisinde maktul ... ile kendisini aldattığını öğrenmesi üzerine eşinden boşanmış, ancak ... ile aynı sosyal çevrede yaşaması, zaman zaman ...’i görmesi ve çevreden bu olayların duyulması üzerine uğradığı ihaneti unutmamış, çevresindekilere de ya kendisini ya da ...’i öldüreceğini söylemiştir.
Dosyada bulunan CD görüntülerine göre; olay günü akşam saatlerinde hava karanlık olduğu sırada maktul bir caddede yürürken sanık ...’in kullandığı araç ...’yi maktulün geçtiği yolda bir yere bırakmış, sanık da daha önceden maktulün geçeceğini bildiği yerde arkasından koşarak yanındaki silahla maktulü vurup öldürmüştür.
CD görüntülerine göre; sanık ...’yi maktulün geçeceği yol üzerine bırakan araç buraya yakın bir mevkiide petrol istasyonuna girmiş, bir süre beklemiş ve sanığı almadan oradan ayrılmıştır.
Sanık ..., kendisinin maktulü öldüreceğinden ve silahı bulunduğundan ağabeyi ...’in haberi olmadığını, kendisinin ağabeyine beni arkadaşlarımın bulunduğu yere bırakırmısın diyerek yardım istediğini, ağabeyinin de kendisini istediği yere aracıyla bırakıp oradan ayrıldığını, önce maktulün işyerine baktığını sonra yolda gördüğü maktulü yanındaki silahla vurarak öldürdüğünü, ağabeyinin bir suçu olmadığını söylemiştir.
Sanık ... savunmasında; kardeşi ...’nin eşinden boşanmasından sonra psikolojisinin bozulduğunu, boşanma nedeninin ...’nin eşinin maktul ile ...’yi aldatması olduğunu bu nedenle maktulün babasına haber göndererek oğlunu bir süre buralardan gönder dediğini, ...’nin boşandıktan sonra annemlerle beraber yaşamaya başladığını, olay günü akşam kendisi bu eve giderken evin girişinde ... ile karşılaştıklarını, vakit olarak iftardan sonraki bir vakit olduğunu ve kardeşinin “arkadaşlarım beni çağırdı, beni onların yanına bırakır mısın” dediğini kabul ederek gitmek istediği Botan parkına götürüp ...’yi dediği yerde bıraktığını, ancak kardeşini bıraktığı yerde kimseleri göremediği için onun nereye gideceğini görmek için parkın etrafında iki tur attığını, ...’nin parka doğru gittiğini görünce oradan petrol istasyonuna gittiğini, petrolün orada biraz yavaşladığını, çarşıya mı yoksa eve mi gideyim diye karar veremediğini, sonradan eve gitmeye karar verip oradan ayrıldığını, eve gidip bir süre sonra ...’yi telefonla arayıp nerede olduğunu sorduğunu, ...’nin sesinin heyecanlı geldiğini ve telaşlı olduğunu ve bana sen eve git, ben İbrahim ağabeyime gideceğim dediğini, kendisinin cinayetten sonradan internet aracılığı ile haberdar olduğunu, ...’nin maktulü öldürmeye gideceğinden haberi olmadığını, haberi olsaydı kesinlikle bu işe engel olacağını savunmuştur.
Dosya kapsamına göre; sanık ... suç tarihi itibariyle 38 yaşında olup, resmi nikahlı eşinin kendisini maktul ile aldatması nedeni ile eşinden boşanmış, kendi ailesi ile beraber yaşamaya başlamış, ancak bu olayın olumsuz etkilerini üzerinden atamamıştır, sanık ... ise 53 yaşında olup evli, çocukları olan müteahhitlik yapan bir kişidir.
Sanık ... olay günü iftardan sonra abisinin kendilerine gelmesi üzerine ondan kendisini araçla arkadaşlarının yanına bırakmasını istediğini, ağabeyinin, maktulü öldürmeye karar verip yanına silah aldığını bilmeden kendisinin talebini yerine getirerek, istediği yere bırakıp oradan araçla ayrıldığını, kendisinin de maktulün dükkanına baktığını, yolda giderken görüp onu öldürdüğünü, bu olaydan ağabeyinin sorumluluğu olmadığını savunmuş, ağabeyi sanık ... de kardeşinin niyetini bilmeden ...’nin talebi ile onu aracıyla istediği yere bıraktığını savunmuştur.
Ceza yargılamasında ana ilke müddei iddiasını ispatlamalıdır. Şüphe varsa bundan sanık yararlanır.
Sanık ...’in kardeşi olan ...’nin niyetini bildiğine veya bilmediğine dair ne lehe ne aleyhe dosyada kanaat oluşturacak maddi hiçbir bir delil yoktur. Sanık ...’in, eşinden boşanan psikolojik sıkıntıyı yaşayan 38 yaşındaki kardeşinin talebini reddetmesi hayatın olağan akışına uygun olmayıp, sanık
...’in de kardeşinin talebini kabul ederek aracıyla onu istediği yerde bırakmıştır. Sanık ...’den bu olaydan haberdar olmadığını ispat etmesini kendisinden beklemek ispat yükümlülüğünü tersine çevirmek olup, hiç bir sanığa bu yükümlülük yüklenemez. (Kardeşinin suç işleyeceğini bilmediğini ispat et denemez.) Aslolan sanığın kendi suçsuzluğunu ispat etmesi olmayıp sanığın suç işlediğinin ispatıdır. Tüm bu değerlendirmeler ve tespitler sonucunda sanık ...’nin abisi ...’in kardeşinin niyetini bilerek ve isteyerek kardeşi ...’nin maktulü öldürmesine, yardım ettiğine dair her türlü şüpheden arınmış hiçbir delil bulunmadığından beraatine karar vermek gerektiği görüşü ile sanığın cezalandırılmasına dair Dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
KARŞI OY:
Dosya kapsamı ve mahkemenin kabulüne göre; kardeş olan sanıklardan ...’nin, maktulü tasarlayarak öldürdüğü sabittir. ...’in ise suça yardım eden sıfatıyla katıldığı konusunda sayın çoğunluğun görüşüne katılmakla birlikte, ...’in tasarlama suçundan sorumlu tutulması gerektiği şeklindeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
Şöyle ki;
Tüm dosya kapsamı, mahkemenin kabulü ve sanık ...’in aksi kanıtlanamayan savunmasına göre, kardeşi ...’nin maktulü öldüreceğini ve bu fiili tasarladığını önceden bilmediği, suçun işleneceğini kısa bir süre önce öğrendiği ve öğrendiği andan itibaren suça yardım etmeye başladığına göre, sanığın ancak bu kusurlu fiilinden sorumlu tutulabileceği, TCK 40/1 maddesindeki bağlılık kuralına göre suça yardım eden veya azmettiren kişilerin ancak kendi kusurlu fiillerine göre cezalandırılabileceğinin hüküm altına alındığı, hiç kimsenin bilmediği bir sebep yüzünden daha ağır bir ceza ile cezalandırılamayacağı, TCK 40 maddenin farklı bir şekilde yorumlanmasının mümkün olmadığı, bu itibarla sanık ...’in TCK 81/1, 39. maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne muhalefet ediyorum.