21. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/12995 Karar No: 2006/9249 Karar Tarihi: 02.10.2006
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/12995 Esas 2006/9249 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2006/12995 E. , 2006/9249 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Antalya İş Mahkemesi Tarih : 14.3.2006 No : 753-439
Davacı yerel mahkemenin 8.7.2004 tarih ve 2002/753 Esas 2004/439 karar sayılı kararının gerekçe kısmında 144260545 olarak yanlış yazılan sigorta sicil numarasının 765147091 olarak tavzihen düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1- Davacının talebi, 30.05.2005 tarihinde Dairemizce onanarak kesinleştiği anlaşılan 08.07.2004 günlü mahkeme kararının hüküm fıkrasının tavzihine ilişkindir. Hal böyle olunca, davacının, tavzih istemini Yargıtay kararına karşı yaptığı açıktır. Bundan başka, 7.6.1944 gün 40/22 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, tavzih talebi Yargıtay kararlarına karşı da yapılır. Bu nedenle, davacının tavzih talebi üzerine dosyanın Dairemize gönderilmesi gerekirken işin esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir. 2- Mahkemece talep üzerine duruşma açılarak, ilk hükümde karar verilmediğinden bahisle davaya konu 765147091 SSK şahsi sicil numarasının tavzihen davacıya ait olduğunun tesbitine karar verilmiştir. HUMK’nun 455.vd maddeleri gereğince hükmün müphem, olması yahut birbiriyle çelişik fıkraların hükümde yer alması durumunda istek üzerine tavzih yoluyla bunların giderilmesine karar verilebilir. HGK’nun 27.4.1974 gün ve 2574 – 2518 Sayılı kararında da belirtildiği üzere tavzih süretiyle hüküm büsbütün değiştirilemez ve ilk kararda yer almayan konulara girilerek sonuca gidilemez. Kaldı ki, dosya içerisindeki belgelerden sözü edilen sicil numarasının davacıya ait olmadığı davacının bu sicil numarasına sehven prim yatırması nedeniyle uyuşmazlık çıktığıda anlaşılmaktadır. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması da usul ve yasaya aykırı olup kabul şekli bakımından bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.