Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/2556
Karar No: 2006/9217
Karar Tarihi: 2.10.2006

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/2556 Esas 2006/9217 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/2556 E.  ,  2006/9217 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Aydın İş Mahkemesi
    TARİHİ : 14/12/2005
    NUMARASI : 95-621

    Davacı,  davacılardan işverene ait işyerinde 1992/Ocak tarihinden itibaren çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalılar vekileri  tarafından temyiz edilmesi ve davalılardan H.Y. vekilincede duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi.  tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Davacı, 9.1.1996 tarihinden itibaren davalı kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbitini istemiş, Mahkemece davacının  31.1.1996 tarihinden 4.9.2003 tarihine kadar aralıksız çalıştığının tesbitine karar verilmiştir.
    Dosyadaki belgelerden, işyerinin 44 dairelik hususi bina inşaatı olarak 23.1.1991 tarihinde H.Y., A.T. ve S.G.ortaklığı adına 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, 26.1.1991 -31.1.1996 tarihleri arasında Yasa kapsamında bulunduğu, davacının bu işyerinden 10.7.1992 tarihinden 31.1.1996 tarihine kadar geçen çalışmalarının Kuruma bildirildiği, 1996/1 döneminden sonra işyerinden Kuruma bildirimde bulunulmadığı, davacının beyanları ve diğer deliller itibariyle davacının inşaatın devam ettiği 1996 yılına kadar işçi olarak, inşaatının bitimi olan 1996 yılından sonrada bekçi olarak çalıştığı kanaati hasıl olmaktadır.
    Mahkemece bina inşaatı 31.1.1996 tarihinde kapsamdan çıkarıldıktan sonra 44 dairelik binanın bu tarihden sonra ortaklık üzerinde mi devam ettiği, devir mi edildiği yoksa dairelerin satışı gerçekleşerek tapudan belirlenecek malikler  üzerinde mi görüldüğü yada site yönetiminin  mevcut olup olmadığı tesbit edilmeksizin başka bir değişle gerçek işveren belirlenmeksizin sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda tanık beyanları, 18.4.2002 tarihli Müfettiş raporu, davacının başka bir mahkemedeki beyanı ve teslimat paraları esas alarak karar verilmiş isede;  tanıklar davacıyla birlikte 1996 yılından sonra çalışan ve kayıtlara geçmiş kişiler olmadığı gibi aynı çevrede  başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolarda kayıtlı kimselerin veya komşu sitelerin belgelerle belirlenmiş çalışanları (kapıcı-bekçi) veya sakinleri de değildir. SSK müfettişi  raporunda ise  yalnızca davacının beyanına o günkü fiili durum tesbit edilmiş olup , işverence belge ibraz  edilmediğinden belgelere dayanmamakta, sonuç bölümünde;  yargı yoluna gidilmesinin  uygun görülmüş bulunması, malzeme teslim fişleri ise  yardımcı delil nitelinde olup hüküm kurmaya tek başına yeterli bulunmaması, gerek davacının müfettiş raporunda taşeron olarak çalıştığını belirten beyanı, gerekse davacının oğlu Süleyman Akın"ın beyanları dikkate alınarak, davacının Bağ-Kur"da kaydının  bulunup bulunmadığı, bu bağlamda mahkemece davacının vergi dairesinde, meslek odasında, ticaret sicilinde kayıtlı olup olmadığı araştırılması gerekirken bu hususunda dikkate alınmaması, ayrıca 1.11.1997-25.5.1998 tarihleri arasında işveren Z.Ö."ın yanındaki çalışmalarının yeri ve niteliği belirlenerek aynı zamanda her iki işyerinde birden çalışmanın mümkün olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bu iki çalışmasından birinin dışlanmasının gerektiğinin düşünülmemeside isabetsiz olmuştur.
    Mahkemece, yukarıdaki  olgular gözönünde bulundurularak yapılacak araştırma ve inceleme  sonucunda karar vermek gerekirken eksik araştırma  ve inceleme ile sonuca gidilmiş olması   usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 2.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi