Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2021/6345 Esas 2021/6733 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/6345
Karar No: 2021/6733
Karar Tarihi: 16.06.2021

Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2021/6345 Esas 2021/6733 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2021/6345 E.  ,  2021/6733 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi,
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1 maddesinde düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olup, ..., Prada S.A., ... şirketlerinin ortak vekilinin şikayeti üzerine, sanığa ait işyerinde yapılan aramada üzerlerinde katılan firmalar adına tescilli markaların bulunduğu taklit ürünlerin satışa arz edilmiş halde ele geçirildiği iddiası ile sanık hakkında marka hakkına tecavüz suçundan kamu davası açılmışsa da;
    Marka hakkına tecavüz suçlarında şikayet hakkı, münhasıran marka sahibine ait olup, tescilli markanın sahibi olan ve marka korumasından doğan hakları tecavüze uğrayan gerçek veya tüzel kişiler şikâyetçi olabilir.
    Başka bir ifade ile şikâyet hakkını kullanacak marka sahibi Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tutulan marka sicilinde, adına markanın tescil edildiği gerçek veya tüzel kişidir.
    Şikâyet hakkı şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan bu hakkın başkaları tarafından kullanılması mümkün değildir.
    Hak sahibi kişiler şikâyet tarihinde, şikâyette bulunma yetkisini veren vekâletname bulunmak koşulu ile avukatları vasıtasıyla da şikâyette bulunabilir. Davaya vekalet konusu 6100 sayılı HMK’nin 71-83. maddelerinde düzenlenmiş olup, hem HMK’da hem de Türk Borçlar Kanununda vekaletnamelerin herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığı kabul edilmiştir. Şikayet hakkını kullanma konusunda asıl olanın vekalet verenin iradesi olduğu yönündeki ilke ışığında somut olaya gelince;
    Dosya içerisinde mevcut olan ve ..., Prada S.A. ve ... şirketlerinin yetkilileri tarafından ... irtibat bürosu yetkilisi ...’e verilen asıl vekaletnamelerin içeriğinde “…Yukarıda sözü edilen eylemleri takip edecek anlaşma,mektup, faks veya e-posta yoluyla iletilecek yazılı onay üzerine vaka bazında yapılacaktır.” ve “Bir gümrük davasını ya da diğer davaları takip etme anlaşması vaka bazında mektup, telefaks veya e-posta iletişimi ile yapılacaktır.” şeklindeki kısıtlamaların bulunması ve Dairemizin 11.02.2021 tarihli tevdii kararına rağmen, şikayetçi firmalar vekilinin; sanık hakkında şikayet hakkının kullanılması amacıyla ve şikayet tarihini kapsar şekilde marka sahibi firmaların yetkilisi tarafından kendilerine verilmiş izin içeren mektup, faks veya elektronik posta iletisi aslını veya tercümesinin onaylı örneklerini dosyaya ibraz edemediği anlaşıldığından, sanık hakkında usulüne uygun ve geçerli bir şikayet bulunmadığı gözetilmeden davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi,
    Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 16.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.