1. Ceza Dairesi 2020/54 E. , 2020/1563 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli öldürme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, konut dokunulmazlığını ihlal, cinsel saldırı suçuna teşebbüs, 6136 sayılı Kanuna muhalefet.
HÜKÜM : 1) Kişiyi hürriyetinden yosun kılma suçundan beraat,
2) ..."e karşı eyleminden, TCK.nin 82/1-i, 53. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası,
3) ..."e karşı eyleminden, TCK.nin 82/1-e, 53. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
4) ..."e karşı eyleminden, TCK.nin 102/2,3-d, 35/2, 53. maddeleri uyarınca 4 yıl 6 ay hapis cezası,
5) ..."e karşı eyleminden, TCK.nin 116/1-4, 53. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası,
6) 6136 sayılı Kanunun 15/4, TCK.nin 50/3, 52/2. maddeleri uyarınca 600.- TL adli para cezası.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Katılan Kurum vekilinin, sanık hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan açılan davaya katılmaya ve kurulan hükmü temyize hak ve yetkisi olmadığından, temyiz isteminin CMUK"un 317. maddesi gereğince REDDİNE karar verilmiştir.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ...’ın, maktul ...’e yönelik nitelikli kasten öldürme, nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs ve konut dokunulmazlığının ihlali, maktul ...’e yönelik nitelikli kasten öldürme ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin bulunmadığı takdir kılınmış, sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen beraat hükmünün incelenmesinde ise; suç unsurlarının oluşmadığı gerekçesi gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan Kurum vekilinin sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine yönelen, sanık müdafiinin bir nedene dayanmayan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
1) Sanık ... hakkında; maktul ...’e yönelik nitelikli kasten öldürme, maktul ...’e yönelik nitelikli kasten öldürme, cinsel saldırı suçuna teşebbüs ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından kurulan hükümleri ve kişiyi hüriyetinden yoksun kılma suçundan verilen beraat hükmü bakımından;
Katılan Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi yasaya aykırı ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden. CMUK"nin 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasına "Katılan Kurumun kendini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından, Avukatlık Asgari Ücret Tarifisine göre "5.450,00.TL" vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle DÜZELTİLEN hükümler ile beraat hükmünün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA oy çokluğu ile,
2) Sanık ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanık ...’nun elinde bıçak ile yengesi olan maktulün evine girdiği ve maktul ... ile maktul ...’yu bıçaklayarak öldürdüğü anlaşılan olayda; sanığın elinde bıçak ile maktulün evine girmesi nedeniyle hakkında TCK’nin 119/1.a maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurularak eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan Kurum vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmekle, hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, cinsel saldırı suçuna teşebbüsten kurulan hüküm yönünden Üye ...’in, eylemin TCK.nin 102/1. maddesindeki suçu oluşturduğu şeklindeki muhalefeti ve oy çokluğu ile diğer yönlerden oy birliği ile 01/07/2020 gününde karar verildi.
KARŞI OY:
Sanık ...’nun, dayısının eşi ... ve onun küçük oğlu ...’i ayrı ayrı nitelikli şekilde kasten öldürdüğü sabit olup, sanık, kendisinin ...’e ilgi duyduğunu, bu nedenle ona tecavüz etmek amacıyla bir bahane ile onun evine gidip elindeki bidona arıtılmış su doldurmasını istediğini, ...’ün su kabını alıp kapıyı yüzüne kapatarak içeriye girip suyu getirdiğini, kendisinin suyu alırken bir ayağını kapının arasına sokarak kapıyı kapamasını engellediğini, kapıdan içeri girmeye çalışırken bir süre boğuştuklarını, maktulenin kendisinin kolunu ısırdığını, kendisinin de maktulenin üzerindeki kıyafetin yaka kısmını hafif yukarı kaldırdığını, ancak maktule ile tartışması ve kolunu ısırması üzerine elindeki bıçakla, önce maktuleyi sonra da bu olayı gören 4 yaşındaki ...’i öldürdüğünü söylemiştir. Olayda, Dairemizce; sanığa, maktuleye yönelik TCK.nin 103/2,3-d, 35. maddelerince yerel mahkemenin verdiği mahkumiyet kararı onanmış olup, sanığın maktuleye yönelik cinsel eyleminin dosya kapsamına göre organ sokmak suretiyle cinsel istismar suçuna teşebbüs suçunu oluşturmayıp TCK.nin 102. md.de düzenlenen cinsel saldırı suçunu oluşturacağını düşünmekteyim.
Şöyle ki;
Sanık savunmasında her ne kadar maktuleye tecavüz amacıyla bir bahaneyle maktulenin evine gittiğini söylemiş ise de; sanığın bu iradesini dış dünyaya yansıtan organ sokmak suretiyle cinsel istismara teşebbüs aşamasında kalan hiç bir hareket, söz ve eylemin olmadığı, maktulün kıyafetlerinin çıkarılmaya çalışıldığına dair maddi bir bulgu da bulunmadığı (maktulenin cesedi olay yerinde bulunduğunda kendisine cinsel saldırı yapıldığına dair hiç bir emare kayda geçmemiş olup sanığın kendi savunması doğrultusunda cinsel suç işleme amacıyla öldürdüğü kabul olunmuştur. TCK sistematiğinde, sanığın zihninde bir suçu işlemeyi düşünmesinin cezalandırılmadığı dış dünyaya yansıyan hareket kusurlu ve yasalarda müeyyideye bağlanmış ise, ancak bunun cezalandırılabileceğini düşündüğümden, sanıktan maktuleye yönelik maktulenin kıyafetinin yaka kısmını hafif kaldırmak şeklindeki kendi savunması ile belirlenebilen başkaca delillendirilemeyen hareketinin TCK.nin 102/1. md. kapsamında kaldığı düşüncesi ile sanığın bu eyleminin TCK.nin 102/2,3-d (35). maddesi kapsamında organ sokmak suretiyle cinsel istismara teşebbüs aşamasında kaldığına dair Dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.