
Esas No: 2017/3895
Karar No: 2020/13754
Karar Tarihi: 17.11.2020
Zincirleme nitelikli zimmet - kamu görevlisinin resmi belgede zincirleme sahteciliği - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2017/3895 Esas 2020/13754 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zincirleme nitelikli zimmet, kamu görevlisinin resmi belgede zincirleme sahteciliği
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanığın üzerine atılı kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunun mahiyetine göre doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan Hazinenin bu suçtan kurulan hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığından, vekilinin bu hükme ilişkin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin temyiz dilekçelerinin kapsamına göre katılan Hazine vekilinin sanık hakkında zimmet, müdafin ise zimmet ve sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık hakkında zincirleme nitelikli zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı TCK"nın 53/1. maddesiyle ilgili iptal Kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün bulunmuş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanık hakkında TCK"nın 62. maddesi uyarınca takdiri indirim yapılması sırasında hesap hatası sonucu sonuç hapis cezasının ""7 yıl 9 ay 22 gün"" yerine ""6 yıl 21 ay 22 gün"" şeklinde eksik tayini,
Sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulmasına rağmen kamu davasında kendisini vekille temsil ettiren katılan Hazine lehine de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafi ile katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye
dayanılarak hüküm fıkrasının 1 no"lu bendinde yer alan TCK"nın 62.maddesinin uygulanmasına ve sonuç cezanın belirlenmesine ilişkin paragraftaki "6 yıl 21 ay 22 gün" ibaresinin "7 yıl 9 ay 22 gün" olarak değiştirilmesi, hüküm fıkrasına "Katılan Hazine kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 3.000,00 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılan Hazineye verilmesine," ibaresinin ilave edilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanık hakkında kamu görevlisinin resmi belgede zincirleme sahteciliği suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Menemen Kaymakamlığının 13/08/2009 tarihli ve 37 sayılı soruşturma izni kararında 03/01/2009 tarihli ve 12 sıra numaralı sarf senedi ile ilgili sahtecilik isnadına yönelik soruşturma izni bulunup, diğer sarf senetleri hakkındaki sahtecilik isnatlarına ilişkin soruşturma izni bulunmadığı, bu nedenle 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca sanık hakkında iddianamede yer alan diğer sahtecilik eylemleri hakkında yetkili merciden soruşturma izni alınması gerektiği ancak dosyada izin alındığına ilişkin bilgi ve belge bulunmadığından durma kararı verilerek yetkili merciden soruşturma izni istenmesi gerektiği gözetilmeden, genel hükümlere göre açılan davaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sahtecilik suçlarında, suça konu belgelerin aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi hakime ait olduğundan, sahte olduğu kabul edilen belgelerin asılları dosya içerisine getirtilerek incelenmek ve özellikleri duruşma tutanağına derc edilmek suretiyle aldatıcılık yeteneği irdelenerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin nazara alınmaması,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53/1. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrası gereğince, ayrıca cezasının infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA 17/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.