Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2019/229
Karar No: 2020/5
Karar Tarihi: 14.01.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019/229 Esas 2020/5 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2019/229 E.  ,  2020/5 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Yargıtay 20. Hukuk Dairesi (İlk Derece)



    1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 20. Hukuk Dairesince verilen 07.03.2017 tarihli, 2016/1 E., 2017/1 K. sayılı kararın onanmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan çıkan 18.10.2018 tarihli ve 2018/20-143 E., 2018/1460 K. sayılı kararın, karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiştir.
    2. Hukuk Genel Kurulunca karar düzeltme dilekçesi, düzeltilmesi istenen karar ve dosyadaki ilgili bütün belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü.
    3. Dava, yargısal faaliyet nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    4. Özel Dairece; 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60. maddesinde haksız fiiller için öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin temyiz istemi üzerine Hukuk Genel Kurulunca usul ve yasaya uygun bulunan karar gerekçesi düzeltilmek suretiyle onanmıştır. Bu karara karşı davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    5. Hukuk Genel Kurulunda davacılar vekili tarafından verilen karar düzeltme dilekçesinin görüşülmesi sırasında öncelikle; bölge adliye mahkemelerinin 20.07.2016 tarihinde faaliyete geçtiği, bu tarihten itibaren 6100 sayılı HMK’nin istinaf ve temyiz hükümlerinin uygulanmaya başlandığı, Özel Dairece ilk derece mahkemesi sıfatıyla 07.03.2017 tarihinde karar verildiği ve 6100 sayılı HMK’de Yargıtayın onama ya da bozma kararlarına karşı karar düzeltme kanun yolu düzenlenmediği dikkate alındığında davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin incelenip incelenemeyeceği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
    6. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un geçici 2/1. maddesinde, “…Bölge adliye mahkemelerinin kuruluşları, yargı çevreleri ve tüm yurtta göreve başlayacakları tarih, Resmî Gazetede ilân edilir.” düzenlemesine yer verilmiş ve 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edilerek bölge adliye mahkemeleri 20.07.2016 tarihi itibariyle fiilî olarak göreve başlamıştır.
    7. Diğer taraftan, 6100 sayılı HMK’nin geçici 3/2. maddesinde “Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” düzenlemesine yer verilmiş iken 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile bu hüküm “Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur (Ek cümle: 1/7/2016-6723/34 md.). Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.” şeklinde değiştirilmiştir.
    8. Bu değişiklikten önce kanun yoluna başvuruda, kanun yoluna başvuru tarihi nazara alınır iken, değişiklikle bu yol terk edilmiş ve karar tarihi esas alınmıştır. Diğer bir deyişle bir karara karşı gidilebilecek kanun yolunu belirlemek için bu kararın verildiği tarihe bakılacaktır.
    9. 6723 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değiştirilen 6100 sayılı HMK’nin geçici 3/2. maddesinde ifade edilen “Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar” deyiminden hangi kararların anlaşılması gerektiği konusuna gelince, Kanun metninde belirtilen “verilen kararlar” ibaresinden mahkemenin "esasa" ilişkin olarak verdiği son kararın anlaşılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Başka bir ifadeyle işin esasını çözen ve kanun yolunda incelenecek olan karar tarihi dikkate alınarak bir kararın istinaf yoluna ve temyiz yoluna tabi olduğu belirlenecektir. Bu durumda, esasa ilişkin karardan önce verilen ve temyiz edilmeksizin kesinleşen görevsizlik kararları Kanun’da belirtilen “kararlar” dan sayılamayacaktır.
    10. Somut olayda, davanın Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, mahkemece görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine ve dosyanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, dosya kendisine gelen Yargıtay 4. Hukuk Dairesince de görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine ve dosyanın Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verildiği, bu kararın da temyiz edilmeksizin kesinleştiği, her iki görevsizlik kararının da bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden önce verildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay 20. Hukuk Dairesince, karar düzeltmeye konu esasa ilişkin karar ise bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden sonra verildiğinden 6100 sayılı HMK’nin istinaf yolu ve temyiz yoluna ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
    11. 6100 sayılı HMK’nın 341 ilâ 381. maddelerinde istinaf yolu, temyiz yolu ve yargılamanın iadesi kanun yollarına yer verilmiş, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) döneminde tanınmış olan karar düzeltme yoluna yer verilmemiştir. Bu nedenle bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra verilen Özel Daire kararının temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulunca verilen karar aleyhine karar düzeltme yoluna gidilmesi mümkün olmadığından karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, 6100 sayılı HMK’nin geçici 3/2. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı HUMK’nin 26.09.2004 tarihli ve 5326 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454. maddelerinin uygulanmasına devam olunacağı, bu düzenleme nedeniyle 20.07.2016 tarihinden önce HUMK hükümlerine göre temyize tabi nihai bir karar verilmiş ise, bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olsa bile, o dosyada kesinleşinceye kadar verilecek tüm kararların HMK hükümlerine tabi olmayıp HUMK hükümlerine göre temyize tabi olacağı, bunun sonucu olarak daha önce HUMK hükümlerine göre temyize tabi olarak görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmiş ise bu karar temyiz edilmemiş olsa bile sonradan verilen kararların HUMK’ye göre temyize tabi olacağı, HMK’nin geçici 3/2. maddesinde belirtilen kararların sadece esastan verilmiş kararları kapsadığı ve usulden verilen kararları kapsamadığı gibi bir sonuca varılamayacağı, bu nedenle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın HMK hükümlerine göre temyize tabi olmayıp HUMK’nin 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki hükümlerine göre temyize tabi olduğu, bunun sonucu olarak karar düzeltme yolu da açık olduğundan karar düzeltme talebinin incelenmesi gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.

    S O N U Ç :
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE,
    İstek hâlinde karar düzeltme harcının yatırana iadesine, 14.01.2020 tarihinde oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.



    KARŞI OY

    6100 sayılı HMK geçici 3/2. maddede; bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, bu kararlara ilişkin dosyaların bölge adliye mahkemelerine gönderilemeyeceği düzenlenmiştir.
    Bu düzenleme nedeniyle bir dosyada 20.07.2016 tarihinden önce HUMK hükümlerine göre temyize tabi nihai bir karar verilmiş ise bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olsa bile o dosyada kesinleşinceye kadar verilecek tüm kararların HMK hükümlerine tabi olmayıp doğrudan HUMK hükümlerine göre temyize tabidir. Bunun sonucu olarak; daha önce HUMK hükümlerine göre temyize tabi olarak görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmiş ise bu karar temyiz edilmemiş olsa bile sonrasında dosyanın gönderildiği mahkemece verilen karar dahi HUMK hükümlerine göre temyize tabi olacaktır.
    Maddede "bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar" unsuru yanında "kesinleşinceye kadar" unsuruna da yer verildiğinden o dosyada verilen tüm kararların artık HMK hükümlerine göre değil HUMK hükümlerine göre temyiz incelemesi yapılmasını gerektirmektedir. Yasa koyucu sadece kararın verilme tarihini esas almış olsaydı maddede ayrıca kesinleşinceye kadar unsuruna yer vermesi gerekmezdi. Kesinleşinceye kadar ibaresine yer verilmiş olması bundan sonraki tüm kararların artık HMK hükümlerine göre temyize tabi olmayacağını göstermektedir.
    Buradaki kesinleşinceye kadar ibaresinin sadece 20.07.2016 tarihinden önce verilen kararın kesinleştiği tarihi işaret ettiği sonucuna da varamayız. Çünkü bir dosyada aynı kararın birden fazla temyize tabi olması düşünülemeyeceğine göre, sadece 20.07.2016 tarihinden önce verilen karar değil sonrasında o dosyada verilen tüm kararlar da HUMK"nun 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki hükümlerine göre temyize tabi olacaktır.
    HMK 3/2. maddedeki ilk düzenlemede “aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar” ibaresi yerine “verilmiş kararlar” ibaresi getirildiğinden yapılan değişiklik açıkça bu sonucu gerektirmektedir. Bu değişiklik ile 20.07.2016 tarihinden önce verilen kararın temyiz edilmiş veya Yargıtay"ca bozma kararı vermiş olması önemli olmaktan çıkarmış ve sadece HUMK temyize tabi olarak bu tarihten önce bir karar verilmiş olması önemli hale gelmiştir.
    Buradaki kararların sadece esastan verilmiş bir karar olduğu ve usulden verilen kararları kapsamadığı gibi bir sonuca da varamayız. Nihai kararlardan esastan verilmiş olanlar hüküm, usulden verilmiş olanlar ise karar olarak adlandırıldığı ve üst başlıkta bunların tamamına karar denildiği için 20.07.2016 tarihinden önce verilen kararın usulden veya esastan bir karar olması önemli olmayıp bu tarihten önce nihai karar verilmiş olması yeterlidir.
    Somut olayda davanın ilk açıldığı Milas Asliye Hukuk Mahkemesince 06.02.2014 tarihinde, dosyanın gönderildiği Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ise 18.01.2016 tarihinde görevsizlik kararı vermiş ve dosyanın en son gönderildiği Yargıtay 20. Hukuk Dairesi ise işin esasını inceleyerek 07.03.2017 tarihinde karar vermiştir.
    Bu durumda Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği karar HUMK hükümlerine göre temyize tabi olmayıp, HUMK"nun 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki hükümlerine göre temyize tabidir. Bunun sonucu olarak karar düzeltme yolu da açık olduğundan karar düzeltme talebinin incelenmesi gerektiği görüşünde olduğumuzdan HMK hükümlerine göre temyize tabi olduğu için karar düzeltme yolunun bulunmadığı yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi