17. Hukuk Dairesi 2015/3411 E. , 2017/9567 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ...vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; müvekkillerinin murisi ..."ın idaresindeki kamyonu ile seyir halinde iken karşı yönden gelen ... sevk idaresindeki traktör ile çarpışması sonucu meydana gelen kazada ..."ın vefat ettiğini, davalı şirkete ait traktörün davalı ... ... şirketine trafik ... poliçesi ile sigortalı olduğunu belirterek müvekkillerinin her biri için 5.000,00"er TL den 80.000,00 TL manevi tazminat ile davacı eş ve küçük çocuklar için 3.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 11.06.2014 tarihinde ıslah ile maddi tazminat talebini toplam 22.569,67 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri davanın reddinin savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacıların maddi tazminata yönelik ıslah edilen davalarının kabulü ile; ... için 11.360,00.TL, ... için 1.030,13.TL, ... için 1.030,13.TL, ... için 1.734,66.TL, ... için 1.734,66.TL ... için 5.680,67.TL olmak üzere toplam 22.569,67.TL destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiilin vuku bulduğu tarih olan 11/10/2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; beher davacı için 3.500,00"er TL den toplam 56.000,00.TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacılar yararına davalı ... şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline. karar verilmiş; hüküm, davalı ...vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilen bir yükümlülüğünün gerekçeli kararda hüküm altına alınmamış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi ... ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir.
Tefhim edilen hüküm başka gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK.’nun 381.- 389. maddelerinde (6100 sayılı HMK m. 294-297), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK m. 297/II); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
..."ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 17/07/2014 tarihli kısa kararında "1-Islah edilen maddi tazminat davasının kabulüne,2-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile beher davacı için 3.500 TL manevi tazminatın ... dışındaki davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine," denildiği halde, gerekçeli kararda “1-Davacıların maddi tazminata yönelik ıslah edilen davalarının kabulü ile; ... için 11.360,00.TL ,... için 1.030,13.TL,... için 1.030,13.TL,... için 1.734,66.TL,... için 1.734,66.TL ... için 5.680,67.TL olmak üzere toplam 22.569,67.TL destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiilin vuku bulduğu tarih olan 11/10/2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine. Davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; beher davacı için 3.500,00"er TL den toplam 56.000,00.TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacılar yararına davalı ... şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ” şeklinde yazıldığı görülmektedir. Bu durum HMK"nin 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı ... İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı ...vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre bu aşamada davalı...Ltd. Şti vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı...Ltd. Şti"ye geri verilmesine 24/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.