Esas No: 2019/9079
Karar No: 2022/5752
Karar Tarihi: 27.04.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/9079 Esas 2022/5752 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nin vermiş olduğu bir karar incelenmiş. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması nedeniyle hükmün açıklanması suretiyle mahkum edildiği belirtilmiş. Ancak mahkumiyet kararının gerekçesi yazılmamış ve suçun nitelendirilmesi yapılmamış. Ayrıca suç tarihi itibariyle TCK'nın 191. maddesi uygulanmıştır. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonucunda sanığın durumunun yeniden belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenlerle mahkeme kararı bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak ise Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3., CMK'nın 34. ve 230. maddeleri, TCK'nın 7. maddesi ve CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmesi gerekmektedir. Ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmüyle 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümleri iptal edilmiştir ve 7242 sayılı Kanun'un 10. maddesi değiştirilmiştir.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARLA
İLGİLİ BİLGİLER
Mahkeme : KAYSERİ 9. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi - Numarası : 10/09/2015 - 2015/494 esas ve 2015/607 karar
(TDST: Kayseri 1. Sulh Ceza Mahkemesi
22/05/2012 - 2011/884 esas ve 2012/635 karar
HAGB: Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesi
09/12/2014- 2014/506 esas ve 2014/317 karar)
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine verilen hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet kararında; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3., CMK'nın 34. ve 230. maddeleri uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması, hükmün gerekçesinde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin yazılması, kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiilin belirtilmesi ve bu fiilin nitelendirilmesinin yapılması suretiyle hüküm kurulması gerekirken, gerekçesiz olarak hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2- Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olan 5271 sayılı CMK'nın "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 esas ve 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3- Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 27/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.