10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/922 Karar No: 2016/2850 Karar Tarihi: 10.03.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/922 Esas 2016/2850 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/922 E. , 2016/2850 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davalı Kurum tarafından kesilen ölüm aylığının, çalışamayacak derecede malul olduğundan bahisle kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Davacı vekili tarafından, duruşma talebinde bulunulmuş ise de, temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verilerek işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece uyulan bozma ilamı sonrası, davacının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümleri çerçevesinde hali hazır durumuna göre beden çalışma gücünün en az %60 ını kaybetmediği, malul sayılamayacağına dair Adli Tıp Genel Kurulunun 23.07.2015 tarihli raporu üzerine, davanın reddine karar verilmiş ise de; 18.03.2011 tarihli Adli tıp 3. İhtisas Dairesi raporu ve 21.11.2013 tarihli Adli Tıp Genel Kurul raporunda, 85/9529 karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü 3. bölüm 10. madde A-2 fıkrasına göre davacının beden çalışma gücünün en az 2/3 ünü kaybettiğinin belirtildiği dikkate alındığında, davacının aylığının kesildiği tarihten itibaren çalışamayacak derecede malul olup olmadığı, iyileşme söz konusu ise maluliyetin ortadan kalkma tarihi, ilgili dönemdeki mevzuat hükümleri nazarında net olarak tespit edilmesi gerektiğinden, bu hususta Adli Tıp Genel Kurulundan yeniden rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.