13. Hukuk Dairesi 2016/5388 E. , 2019/6448 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalının vekili sıfatı ile ... Belediyesine karşı işçi alacaklarının tahsili için masrafları da kendisi tarafından karşılanmak suretiyle dava ve takibe giriştiğini, ... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2007/385 E 2007/580 K sayılı dosyanın takip edildiğini, bu ilamın ... 20. İcra Müdürlüğünün 2012/2276 E sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi"nin 17.07.2007 günlü 2007/15853 E ve 2007/24554 K. Sayılı kararından doğan duruşma vekalet ücreti ile işlemiş faizinin ... 20. İcra Müdürlüğünün 2012/2748 E sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, davalı işçi tarafından 14.01.2011 tarihinde azledildiğini, davalı işçi ile diğer davalı ... aralarında takip konusu alacağın ödenmesi konusunda anlaşmış olduklarını, bu anlaşmaya bağlı olarak davalı ... tarafından diğer davalı işçiye ödeme yapıldığını, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükümleri ve Avukatlık Asgari ücret tarifesi gereğince davalılar tarafından davacıya ödenmesi gereken ihtarname, avukatlık ücreti, yargılama ve icra avukatlık ücretleri ile işlemiş faizleri, davacı tarafından karşılanan yargılama ve icra giderleri ve işlemiş faizleri, ... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ve ... İcra Müdürlüğü tarafından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan yargılama ve icra vekalet ücretleri ve işlemiş faizlerinin ödenmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 17.435,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... ... davaya cevap vermemiş, davalı ... davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 13.242,15 TL vekalet ücreti ve 166,70 TL yargılama ve icra gideri alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkin olup, davacı avukatın davalılardan ... ..."e vekaleten diğer davalıya karşı açtığı dava sonucunda ilamın icra konulması üzerine tarafların sulh olmaları üzerine davalı ... ..."ün icra takibinin işlemden kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır. Davacı, vekil olarak takip ettiği davanın sulhle sonuçlanması nedeniyle doğan vekalet ücreti alacaklarının tahsilini istemiş, mahkemece, vekalet ücreti yönünden tüm davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, hem akdi hemde yasal vekalet ücretinin hesaplandığı buna göre davalı hasım belediyenin de akdi vekalet ücretinden de sorumlu tutulduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; kural olarak sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesinin 28.6.1960 tarihli, 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince istisnai niteliği gereği kesin hüküm halini almamış eldeki davalarda da gözetilmesi ve uygulanması gerekeceği tartışmasızdır.
Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulu tarafından 05.10.2018 tarihinde 2017/6 esas 2018/9 karar sayılı ilamla " İçtihadı birleştirmenin konusu, Avukatlık Kanununun 165. maddesinde yer alan ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk hallerinden olan sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin girip girmediği hususudur.... Avukatlık bir kamu hizmeti olmakla birlikte ücret karşılığında müvekkiline hukuksal yardım hizmeti sunan avukat ile iş sahibi/müvekkili arasındaki ilişki bir özel hukuk ilişkisidir...Özel hukukta, bir borç ilişkisinden doğan alacak hakkı da nisbi hak niteliğindedir. Böyle olunca alacak hakkı ancak o borç ilişkisi nedeniyle borçlu olan kişi yada kişilere karşı ileri sürülebilir, yargısal kararlarda ve doktrinde borç ilişkilerinin nisbiliği ilkesi denilen bu ilke uyarınca sözleşmeler kural olarak yalnızca sözleşmenin tarafları bakımından hüküm ve sonuç doğururlar.... Akdi vekalet ücretinin iş sahibi ile hasmın müteselsil sorumluluğu kapsamında bulunduğunun kabul edilmesi hukuk güvenliği ilkesini zedeleyecektir. Ayrıca vekalet ücreti avukatın yaptığı hukuki yardımın karşılığı olan bir meblağ veya değeri ifade ettiği halde avukattan hiçbir hukuki yardım almayan hasmın, karşı yanın yaptığı sözleşmeden doğan vekalet ücreti nedeniyle onun avukatı lehine müteselsilen sorumlu tutulması, avukatlık ücretinin mahiyet ve amacına da uygun değildir. Tarafların aralarındaki dava ve uyuşmazlığı sulh ile sonuçlandırmaları herşeyden önce dava açılmakla bozulan toplumsal barış ve huzurun yeniden tesis edilmesini sağladığı gibi tarafların bir an önce hak ve alacaklarına kavuşmasını da temin etmektedir. Nitekim 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren Hmk" nın 140/2. maddesinde hakimin tarafları sulhe davet edeceği düzenlenerek sulh teşvik edilmiştir. Böyle olunca, usul hukuku bakımından bu kadar önemli bir müessesenin önüne sözleşmenin tarafı olmayan kişinin akdi vekalet ücretinden sorumlu tutulması şeklindeki bir engelin konulması da doğru olmayacaktır....Hal böyle olunca, Avukatlık Kanunu" nun 165. maddesinde düzenlenen "ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken "akdi vekalet ücretinin" dahil olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır." şeklinde karar verilmiş olup, somut olaya ilişkin çıkan bu içtihadı birleştirme kararına göre, davalı belediyenin davacının hak ettiği akdi vekalet ücretinden sorumlu olmayacağının kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, yukarıda anlatılan İçtihadı Birleştirme Kararına göre değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma sebebine göre davacı ve davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı ... yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 228,99 TL harcın istek halinde davalı ..."na, 27,70 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.