4. Hukuk Dairesi 2011/2570 E. , 2012/4640 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 13/01/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/11/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre
aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Diğer temyiz itirazına gelince; davacı, hakaret ve etkili eylem nedeni ile uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı, bir süre önce davalı ...’in evinde kiracı olarak otururken bir miktar kira borcunu ödeyemeden evi boşaltmak zorunda kaldığını, olay günü annesinin evinde iken davalıların beraberce gelip kendisini aşağıya çağırdıklarını, davalı ...’nin kendisine alenen hakaret edip darp ettiğini, kızı olan diğer davalının da darp ettiğini beyanla her bir davalıdan 10.000TL manevi tazminat ödetilmesini istemiştir.
Davalılar, davacının kendilerini tartaklamasından dolayı kendilerini savunduklarını, davacının manevi tazminatı zenginleşme aracı olarak kullandığını beyanla davanın reddini istemişlerdir.
Yerel mahkemece, olayın meydana geliş biçimi, tarafların kusurları ve davacının yaralanma derecesi gözetilerek her bir davalıdan 2.500,00TL manevi tazminat ödetilmesine karar verilmiştir.
Borçlar Yasası"nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek
özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Somut olaya gelince; taraflar arasında kira bedelinden kaynaklanan alacak nedeni ile çıkan tartışma sırasında ceza mahkemesince kabul olunan maddi olguya göre davalı ...’in davacıya alenen hakaret edip basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek biçimde yaralanmasına, davalı ...’ın ise yalnız basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek biçimde yaralanmasına neden olduğu anlaşılmaktadır.
Şu durumda davalıların davacıya yönelik eylemleri farklı olmasına karşın aynı oranda manevi tazminat ödemeye mahkum edilmeleri ile birlikte olay tarihi, olayın gelişim biçimi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen manevi tazminat tutarlarının fazla olması nedeni ile daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle bozulmasına, davalıların öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.