Esas No: 2019/6396
Karar No: 2022/5761
Karar Tarihi: 27.04.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/6396 Esas 2022/5761 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2019/6396 E. , 2022/5761 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARLA
İLGİLİ BİLGİLER
Mahkeme : GAZİANTEP 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi – Numarası : 23.06.2015 - 2014/566 esas ve 2015/247 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : Sanıklar İsmail ve ... yönünden mahkûmiyet; sanık ... yönünden suç vasfının değişmesiyle kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûmiyet
Temyiz Edenler : Sanık ... ve sanıklar müdafileri yönünden bozma
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Sanıklar ... ve İsmail hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Anayasa Mahkemesinin, TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24/11/2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararının ve 7242 sayılı Yasa ile yapılan değişikliğin, infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilmiştir.
TCK'nın 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma şartları oluşmadığı halde, sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Sanık ... yönünden adli sicil kaydında yer alan tekerrüre esas alınan hükümlülüğünün “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuna ilişkin olması ve 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesiyle 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinde yapılan değişiklikler ile yine 6545 sayılı Kanun'un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddeye göre, koşullarının oluşması durumunda “davanın düşmesi” ve "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" seçeneklerine de yer verilmesi nedeniyle, tekerrüre esas alınan ilamla ilgili olarak yasal değişiklik sonrası bir uyarlama işlemi yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmamışsa uyarlama yargılaması yapıldıktan sonra sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık ... ve sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenlerin dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-) TCK'nın 191. maddesinin 8. fıkrasının (a) bendine göre; uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde; sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilmesine göre; bu madde hükümleri çerçevesinde mahkemenin takdir yetkisi ve gerekirse sanığın kabulü aranmaksızın, CMK'nın 191/8. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde zorunluluk bulunmasına rağmen sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi,
2-) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
27.04.2022 tarihinde Başkan Vekili ...'ün ve Üye ...’in sanıklar ...ve ...’e tekerrür hükümlerinin uygulanması açısından sevk maddesi içerisinde yer almayan, esas hakkındaki mütalaada bulunmayan ve bu hususta ek savunması da alınmayan sanıklar hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanamayacağına ilişkin karşı oyları ve oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
5271 sayılı CMK’nın 226. maddesine göre; suçun hukukî niteliği değiştiğinde ya da cezanın artırılması veya cezaya ek olarak güvenlik tedbiri uygulanması gerektiğinde, durum sanığa veya varsa müdafiine bildirilerek ek savunma hakkı tanınmadan, sanık hakkında iddianamede gösterilen dışında bir kanun hükmü uygulanamaz.
Sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasını gerektirecek durumunun, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıkmadığı, dava açıldığında da mevcut olduğu ileri sürülerek, bu konuda ek savunma hakkına gerek bulunmadığına ilişkin görüş kabul edilemez. CMK'nın 226. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır" ifadesi, "iddianamede gösterilmeyen bir kanun hükmü gereğince, sanığın cezasının artırılması veya sanık hakkında güvenlik tedbiri uygulanması gerektiğinde de birinci fıkrada olduğu gibi durum sanığa veya varsa müdafiine bildirilerek ek savunma hakkı tanınması gerekir" anlamındadır.
Adli sicil kayıtlarında birden fazla hüküm bulunduğunda, bu hükümlerden hangisinin tekerrüre esas olduğu konusunda mahkemelerin bile zaman zaman yanıldığı, tekerrüre esas olmayan hükmün tekerrüre esas alındığı dikkate alındığında, hakim ve Cumhuriyet savcılarının bile uygulamada yanıldıkları bir konuda sanıklardan adli sicil kayıtlarındaki hükümlerden hangisinin tekerrüre esas olduğunu bilmesini beklemenin doğru olmayacağı kanaatindeyiz.
Adlî sicil kaydı, CMK’nın 209. maddesi gereğince duruşmada okunması zorunlu belgelerdendir. Tekerrür oluşturan mahkûmiyet hükmünün yer aldığı adlî sicil kaydının duruşmada okunması üzerine sanığın okunan kaydın kendisine ait olduğunu veya bu belgeye karşı bir diyeceğinin bulunmadığını söylemesinin ek savunma yerine geçmesi mümkün değildir.
Emredici nitelikte olan CMK’nın 226. maddesi gözardı edilerek, sanığa ek savunma hakkı verilmeden, TCK’nın 58. maddesinin uygulanması yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, sanıklar hakkındaki hükümlerin bozulması gerektiği kanısını taşıdığımızdan çoğunluğun onama görüşüne katılmıyoruz. 27.04.2022
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.