12. Ceza Dairesi 2020/1814 E. , 2021/1382 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/2, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Selçuk Asliye Ceza Mahkemesinin 01/10/2019 tarihli ve 2019/302 esas, 2019/509 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1-Mahkemesince sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/2. maddesi gereğince hükmolunan 3 ay hapis cezası üzerinden, anılan kanunun 62/1. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak 2 ay 15 gün hapis cezasına hükmedildiği, ancak aynı Kanunun 50/1-a maddesine göre hapis cezasının adli para cezası seçenek yaptırımına çevrilmesi esnasında, anılan Kanunun 52/2. maddesine göre 75 gün karşılığında günlüğü 20,00 TL üzerinden 1.500,00 TL adli para cezası yerine, 100 gün üzerinden 2.000,00 TL adli para cezasına karar verilmesi suretiyle fazla ceza tayin olunmasında,
2- 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde yer alan, “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, sanık hakkındaki hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceğine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 10/06/2020 gün ve 94660652-105-35-7337-2020-Kyb sayılı Kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.06.2020 gün ve 2020/52363 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanığın sevk ve idaresindeki aracı ile seyir halindeyken kolluk görevlilerince durdurularak yapılan kontrolde 1,09 promil alkollü olduğunun tespit edildiği olayda, sanık hakkında kurulan hükümde, TCK’nın 179/3-2, 62/1. maddeleri gereğince belirlenen 2 ay 15 gün hapis cezasının TCK’nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesi sırasında hesap hatası yapılarak, tam gün sayısının 75 gün yerine 100 gün olarak hesaplanması nedeniyle sonuç para cezasının 1500 TL yerine 2000 TL olarak fazla ceza tayin edilmesinin isabetsiz olduğu,
2-5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde yer alan düzenlemeye aykırı olarak sanık hakkındaki hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle Kanun yararına bozma talebinde bulunulmuş ise de Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/12/2010 tarihli ve 2010/4-210 esas, 2010/259 sayılı kararında da belirtildiği üzere, Yasa yararına bozma yöntemi, karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesini ve ülke sathında uygulama birliğine ulaşılmasını sağlamak amacıyla, olağanüstü bir denetim muhakemesi yolu olarak Ceza Yargılaması Yasasının 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiş olup bu denetimin konusu, maddi ve yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılıklardır. Ancak, gerek kesin hükmün otoritesinin korunması zorunluluğu, gerekse olağanüstü bir denetim yolu olması nedeniyle dar kapsamlıdır; her türlü hukuka aykırılığın öne sürülüp incelenmesine elverişli bir denetim yolu değildir.
Tüm bu nedenlerle; Kanun yararına bozma isteminin CMK"nın 309 ve 310. maddesinde düzenlenen amaca uygun hukuka aykırılık niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla,
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Adalet Bakanlığının Selçuk Asliye Ceza Mahkemesinin 01/10/2019 tarihli ve 2019/302 esas, 2019/509 karar sayılı kararına yönelik,
A) 2. paragrafta yer alan Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteminin REDDİNE,
B) 1. paragrafta yer alan Kanun yararına bozma talebinin 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca KABULÜNE,
Selçuk Asliye Ceza Mahkemesinin 01/10/2019 tarihli ve 2019/302 esas, 2019/509 sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı Kanunun 309/4-d maddesindeki “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki düzenleme gereği bozma nedenine göre uygulama yapılarak, hüküm fıkrasının dördüncü paragrafında yer alan “100 tam gün” ve “2.000,00 TL” ibareleri çıkarılarak yerine sırasıyla “75 tam gün” ve “1500 TL” ibarelerinin yazılması ve hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılmasına, infazın ve müteakip işlemlerin mahallinde buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.