4. Hukuk Dairesi 2011/1783 E. , 2012/4624 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili tarafından, davalı ... Tapu Sicil Müdürlüğü"ne izafeten Maliye Hazinesi aleyhine 24/09/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/06/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazına gelince:
Dava, tapu sicilinin tutulması sırasında yapılan yanlışlıktan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın, MK"nun 1007. maddesi uyarınca ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davacı ve davalı tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı, dava dışı üçüncü kişi tarafından isim benzerliğinden yararlanılarak kendisine ait tapulu taşınmazın bir başkasına satıldığını, durumu öğrendikten sonra tapu iptali ve tescil davası açtığını, uzun süren yargılama boyunca duruşmaları takip etmek için yol, konaklama ve sair masraflar yapmak durumunda kaldığını, bu süre boyunca üzüntü de yaşadığını ileri sürerek uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davacının taşınmazını geri aldığını, zararı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Yerel mahkemece, benimsenen bilirkişi raporundaki tutarlar kadar davacının maddi zararı olduğu kabul edilerek maddi tazminat isteminin bir bölümü ile manevi tazminat isteminin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir.
Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan nesnel (objektif) eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (Medeni Yasa 24), isme saldırı (Medeni Yasa 26), nişan bozulması (Medeni Yasa 121), evlenmenin feshi (Medeni Yasa 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (Borçlar Yasası 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir. (Borçlar Yasası 49) Bunlardan Medeni Yasa"nın 24. maddesi ile Borçlar Yasası"nın 49. maddesi daha kapsamlıdır. Medeni Yasa"nın 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; Medeni Yasa"nın 26, 174, 287); bunların dışında Borçlar Yasası"nın 49. maddesi uygulanır.
Medeni Yasa"nın 24. ve Borçlar Yasası"nın 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir.
Yukarıda açıklanan olay nedeniyle oluşan zarar davacının iç huzurunu bozacak nitelikte bir olgu değildir. Manevi tazminatın koşullarını düzenleyen Borçlar Yasası"nın 49. maddesine göre mal varlığına yönelik zararlar kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak benimsenemez.
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalının öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.