MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında “Ticari Vekillik Sözleşmesi” yapıldığını, müvekkilinin davalıya sözleşme gereğince isim hakkı bedeli olarak 12.000 TL ödediğini, davalının sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, davalının isim hakkı bedelini iade etmemesi üzerine toplam 14.047,23 TL alacağın tahsili için yapılan icra takibinin haksız itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, %40 tazminata karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının fatura bedelini itiraz etmeden ödediğini, daha sonra bu bedelin kendisine iadesini isteyemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda taraflar arasında yapılan ticari vekillik sözleşmesinde isim hakkı ödenmesi konusunda düzenleme bulunmadığı, ancak davacının davalıya isim hakkı bedeli olarak 12.000 TL ödediği, sözleşmenin tarafların mutabakatı ile 28.02.2010 tarihinde sona erdirildiği, taraflarca düzenlenen fesih ve ibraname metninde sözleşmenin sona erdirilmesinde davacının kusurlu bulunduğuna ilişkin herhangi bir ibareye yer verilmediği, sözleşmenin 6 aylık süre sonunda sona erdirildiği, halbuki isim hakkı bedelinin sözleşmenin uzun süre devam edeceği ihtimaline binaen ödendiği isim hakkı bedelinden kullanım süresi dikkate alınarak %20 oranında indirim yapıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davalının icra takip dosyasında 9.600 TL asıl alacağa itirazının iptaline, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Mahkemece, davacı vekilinin temyiz talebi 07.06.2013 tarihli 2012/79 Esas, 2013/23 Karar sayılı Ek Karar ile süresinde olmadığı gerekçesi ile reddedilmiş, bu ek karar da davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekilinin temyizi yönünden;
Davalının temyiz başvuru dilekçesi davacı vekiline 05.04.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.Davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz dilekçesinin HUMK 433. maddesinde düzenlenen 10 günlük yasal süre içinde 15.04.2013 tarihinde temyiz defterine kaydedilerek temyiz harcının yatırıldığı anlaşıldığından davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin süresinde olduğu gözetilmeden 07.06.2013 tarihli temyiz talebinden vazgeçmiş sayılması kararı verilmesi isabetsiz olduğundan, mahkemece 07.06.2013 tarihli “HMK 432-426/F maddeleri gereğince temyiz talebinin reddine” dair verilen kararın kaldırılması gerekmiş ve işin esası yönünden temyiz incelemesine geçilmiştir.
2- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle, gerektirici sebeplere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekilerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte de açıklanan nedenlerle yerel mahkemece verilen 07.06.2013 tarihli ek kararın kaldırılmasına, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle davacı vekilinin (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının ayrı ayrı reddi ile hükmün ONANMASINA, 02.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.