Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/27177
Karar No: 2016/2831
Karar Tarihi: 10.03.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/27177 Esas 2016/2831 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/27177 E.  ,  2016/2831 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün davalı ... Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    ..... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/157 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılamada 27.08.2012 tarihinde, ...... aleyhine yapılan ve yapılacak her türlü takiplerin, ihtiyati hacizlerin, tedbirlerin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanaklarından olan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiş olmakla, menfi tespit niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının söz konusu hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekmektedir.
    Diğer taraftan, 506 Sayılı Kanunun 80/12. maddesinde, sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın 1. fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen tüzelkişiliğe sahip işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkililerinin Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları bildirilerek sorumluluk için üst düzeydeki yönetici veya yetkili olunması aranmış, 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 88/20. maddesinde kısmen benzer düzenleme yapılıp Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise tüzel kişiliğe sahip işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile yasal temsilcilerinin Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıklanmış, 6183 sayılı Kanunun Mükerrer 35. maddesinde ise, tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacaklarının, yasal temsilcilerin kişisel mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği, kamu alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda yasal temsilcilerin farklı kişiler olmaları durumunda bu kişilerin, kamu alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulacakları hüküm altına alınmıştır. Sorumluluktan kurtulmak için öngörülen haklı sebeplerin neler oldukları belirtilmediğinden mahkemece, özel koşullar, hukuki ve maddi olayların özellikleri, diğer yasal düzenlemeler ile Sosyal Güvenlik Hukuku ilkeleri gözetilerek saptama yapılmalıdır.
    Ayrıca 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 179. maddesinde, sermaye şirketleri yönünden, idare ve temsil ile görevlendirilmiş kimseler veya şirket tasfiye durumunda ise tasfiye memurları ya da bir alacaklı tarafından borçların aktiften fazla olduğu beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe gerek kalmaksızın bunların iflâsına karar verileceği, şu kadar ki, idare ve temsil ile görevlendirilmiş kimseler veya alacaklılardan biri tarafından, şirketin malî durumunun iyileştirilmesinin olanaklı olduğuna dair mahkemeye sunulan iyileştirme projesinin ciddî ve inandırıcı bulunması durumunda, iflâsın ertelenmesine karar verileceği, 179/a maddesinde, mahkemenin, iflâsın ertelenmesi isteminde bulunulması üzerine şirketin malvarlığının korunması için gerekli önlemleri alacağı, 179/b maddesinde, erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacağı ve önceden başlamış takiplerin duracağı, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin işlemeyeceği açıklanmıştır. Buna göre, iflasının ertelenmesine karar verilen ve malvarlığının korunması için gerekli önlemler alınan şirketten sigorta primleri ve diğer borçlar tahsil edilemeyecektir. Bu tahsil olanaksızlığı doğrudan Kanundan kaynaklandığından, değinilen nitelikte “haklı sebep” olarak kabul edilmesi, bununla birlikte, iflasın ertelenmesi kararı öncesine ilişkin borçlar bakımından, borcun ait olduğu ayı izleyen ay sonu itibarıyla tahakkuk ve tediye sorumluluğu gerçekleştiğinden, sonradan verilen iflasın ertelenmesi kararının, ilgilinin müteselsil sorumluluğunu etkilememesi ve haklı neden oluşturmaması gerekmektedir. İflasın ertelenmesine ilişkin süregelen yargılamada, borçlu şirket hakkında yapılan icra takiplerinin, ihtiyati haciz ve tedbir uygulamalarının durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının da iflasın ertelenmesi işlemleri ve haklı sebep kapsamında değerlendirilmesi zorunludur.
    Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan irdelemede, dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler oldukça yetersiz ve karar vermeye elverişsizdir. Bu bakımdan, öncelikle davacı hakkında düzenlenen ödeme emirleri ile bunların okunaklı tebliğ tarihlerini gösterir tebligat parçalarının örnekleri Kurumdan getirtilmeli, davacı vekilinden sorulmak suretiyle uyuşmazlık konusunu oluşturan ödeme emirleri açıklıkla ortaya konulmalı, sonrasında, yasal hak düşürücü sürede davanın açılıp açılmadığı, dava dışı borçlu işveren olduğu belirtilen ......’ne ait ticaret sicil kayıtları getirtilip davacının bu şirketteki konumu ve dönemleri belirlenmeli, varsa iflasa, iflasın
    ertelemesine, takiplerin durdurulmasına ilişkin yargı kararları da getirtilerek toplanan kanıtlar kapsamında elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan, deliller toplanmaksızın karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi