10. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/27205 Karar No: 2016/2825 Karar Tarihi: 10.03.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/27205 Esas 2016/2825 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2014/27205 E. , 2016/2825 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün davacı ... avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Eylemli çalışmaya dayanmadığı belirlenen 506 sayılı Kanuna/5510 sayılı Kanunun 4/1-(a) maddesine tabi sigortalılığı davacı Kurumca iptal edilen davalı hakkında yersiz karşılanan sağlık hizmeti giderlerinin yasal faiziyle birlikte geri alınması için icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine de işbu davanın açıldığı belirgin bulunmakla davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun takip tarihi itibarıyla yürürlükte olan 67/2. maddesinde, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği belirtilmiştir. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir. Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, yersiz ödenen sağlık hizmeti giderleri toplamı olan asıl alacağın, icra takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit, dolayısıyla likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, takibe haksız itiraz eden davalının, Kurum yararına hüküm altına alınan asıl alacak tutarının %40’ı oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, anılan istemin reddedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. S O N U Ç : Hükmün 1 numaralı bendinde yer alan “Takip talebi ve ödeme emrinde takip konusu belge suret eklenmediğinden. Ayrıca hangi dönem tedavi giderleri ile ilgili açık bir şerh bulunmadığından davalı borçlu itirazında kötü niyetli olmadığından tazminat talebinin reddine” sözcüklerinin çıkartılarak yerine “Hüküm altına alınan asıl alacak tutarı üzerinden %40 oranına göre hesaplanan 667,23 TL. icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine,” sözcüklerinin yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.