Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 5 nolu bağımsız bölümü davalının haksız kullandığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve 6.000.-TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, taşınmazı davacının muvafakatı ile kullandığını belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazı davalının haksız kullandığı gerekçesiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca kat irtifakı kurulu bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; kayden davacıya ait çekişme konusu taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir sebebi olmaksızın elattığı belirlenmek suretiyle, elatmanın önlenmesi isteği ile birlikte kural olarak ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında isabetsizlik yoktur. Ancak; davacı taşınmaza kayden 06.04.2007 tarihinde malik olduğu halde, bu tarihten, dava tarihine kadar belirlenecek ecrimisilin karar altına alınması gerekirken, önceki dönemlere ilişkin belirlenen ecrimisilden davalının sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi, dava dilekçesinde belirlenen ecrimisile faiz istenilmediği halde, yargılama aşamasında davacı faiz talebinde bulunmuştur. Hemen belirtilmelidir ki, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 83. ve takip eden maddelerinde Islah müessesesi düzenlenmiş olup, aynı Yasanın 87/son fıkrasının Anayasa Mahkemesinin iptalinden sonra müddeabihin artırılması olanaklı hale getirilmiştir. Ne varki, müddeabihi tezyit etmek isteyen davacının usûlü dairesinde dava dilekçesini ıslah etmesi gerekmektedir. Ancak, yargılama aşamasında faiz istenilmesi müddeabihin artırılması değil, dava konusu edilmeyen bir şeyin davaya dahil edilmesidir. Oysa anılan hususun ayrı bir dava konusunu teşkil edeceği açıktır. O halde, mahkemece faizin de hüküm altına alınmış olması isabetsizdir. Davalının, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.