20. Hukuk Dairesi 2014/7962 E. , 2015/502 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 183 ada 33 parsel sayılı 750490,98 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfıyla Hazine adına tesbit edilmiş; 187 ada 1 parsel sayılı 1211919,95 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ise, mera vasfıyla orta malı olarak sınırlandırılmıştır.
Davacı, 187 ada 1 ve 183 ada 33 parsel sayılı taşınmazların dedelerinden kendisine intikal ettiğini, 100 yılı aşkın bir zamandan beri malik sıfatıyla tasarrufunda olduğunu iddia ederek, yapılan tesbitin iptali ile taşınmazların kendi adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine, 187 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi gereğince mera olarak sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına, 183 ada 33 parsel sayılı taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 07/02/2013 tarih ve 2012/8673 – 2013/917 sayılı kararı ile hükmün 183 ada 33 sayılı parsel yönünden onanmasına, 187 ada1 sayılı parsel yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay ilâmının bozma kısmında özetle; "Dava konusu olan ve fennî bilirkişi raporunda (A), (B) ve (C) harfleriyle gösterilen kısımların 187 ada 1 sayılı mera vasfıyla sınırlandırılan taşınmaz içinde kaldığı anlaşıldığından, bu kısımlar yönünden mahkemece mera ve zilyetlik araştırmasının yapılması gerekir. Bu cümleden olarak; taşınmazlara komşu ... Köyü sınırları içinde kalan taşınmazları gösterir kadastro paftası getirildikten sonra, komşu parsellerin ada ve parsel numaraları tesbit edilmeli ve bu parsellere ait kadastro tesbit tutanak suretleri getirtilmeli ve komşu parsel veya parsellerin varsa dayanakları denetlenmek suretiyle yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre, komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişi ve tanık ifadelerine başvurularak taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kamu orta malı mera niteliği taşıyıp taşımadıkları etraflıca sorulup maddî olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; konunun uzmanı ziraat mühendisi ile harita mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan taşınmazların toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenip, mera tahdit haritası ve varsa diğer belgelere göre konumunu gösteren, izlemeye ve infaza olanak sağlayacak açıklıkta ayrı renklerle işaretli kroki çizdirilip, bilimsel açıklama içeren ayrıntılı rapor alınmalı; dava tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; kadim mera niteliğinde bulunmasa bile mera bütünlüğü içinde bulunduğu anlaşıldığı takdirde davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesindeki kısıtlamalar nedeniyle davacının zilyetlik yolu ile kazandığı toprak bulunup bulunmadığı; varsa, cinsi ve miktarı tapu
ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ayrı ayrı araştırılıp, başka tescil davası olup olmadığı da mahkeme yazı işleri müdürlüğünden sorulmalı, anılan maddede vurgulanan miktarların aşılıp aşılmadığı saptanmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olduğu"na değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu; dava ispatlanamadığından davanın reddine; ... Köyü 187 ada 1 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırılarak özel sicile yazılmasına karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu; 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi uyarınca yapılarak 20.10.2006 tarihinde kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, dava konusu taşınmazın mera niteliğinde olduğu ve zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı belirlenerek mahkemece davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 183 ada 33 parsel sayılı taşınmaz yönünden, mahkemenin 2006/450 Esas - 2012/10 Karar sayılı ilâmı ile davanın reddine, tespit gibi tesciline karar verildiği, hükmün temyizi ile Dairenin 2012/8673 Esas - 2013/917 Karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleştiği belirtilerek 183 ada 33 sayılı parsel açısından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmemiş olması doğru değil ise de, bu husus, hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasına birinci fıkra olarak “dava konusu 183 ada 33 parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş olup, bu hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2012/8673 Esas - 2013/917 Karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleştiğinden, bu taşınmaz hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına” ibaresinin yazılması, hükümde yazan fıkra sayılarının da birer sayı artırılmak suretiyle teselsül ettirilerek hükmün düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 29/01/2015 günü oy birliği ile karar verildi.