Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/12809
Karar No: 2014/10365
Karar Tarihi: 22.05.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/12809 Esas 2014/10365 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/12809 E.  ,  2014/10365 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : İstihkak

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı üçüncü kişi vekili, ... İcra Müdürlüğü’nün 2007/2637 sayılı Takip dosyasında tapu kaydına haciz konulan ve ..., ..., ...’da bulunan ... sayılı Parsel üzerindeki ev ve ağaçların mülkiyetinin davacı üçüncü kişiye ait olduğunu, taşınmazı 1990 yılından beri aralıksız ve çekişmesiz kullandığını belirterek davanın kabulü ile ev ve ağaçlar üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı alacaklı vekili, dava konusu itibarı ile mülk sahibine karşı tapu iptali ve tescil davası açılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap vermemiştir
    Mahkemece, toplanan delillere göre: tapu kaydına göre taşınmazın takip borçlusu adına kayıtlı olduğu, davacının ev ve ağaçlar üzerine konulan haczin kaldırılması isteminin dava değerine göre genel Mahkeme’de ele alınıp görülmesi gerektiği gerekçesi sizlik kararı verilmiş; temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 17. Hukuk Dairesi gün, sayılı kararı ile uyuşmazlık konusunun taşınmaz üzerindeki muhtesata yönelik üçüncü kişinin açtığı istihkak davası niteliğinde bulunduğu, İİK’nun 97/11. maddesi gereğince İcra Hukuk Mahkemesi’nde ele alınıp sonuçlandırılması gerektiği belirtilerek bozma kararı verilmiştir.
    Mahkemece hükmüne uyulan bozmadan sonra yapılan yargılamalar neticesinde: dava konusu ev ile ilgili emlak vergisinin 01.01.2009’dan beri üçüncü kişi tarafından yatırıldığının tespit edildiği, diğer yandan bir kısım davacı tanıklarının evin üçüncü kişi tarafından yaptırıldığı ve ağaçların da yine üçüncü kişi tarafından dikildiği yönünde açıklamalarda bulundukları, 02.11.1992 yılından beri elektrik ve 02.11.1992 tarihinden beri de alt yapı ile ilgili aboneliğin üçüncü kişi adına olduğu, borçlunun sadece arsanın tapu maliki bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, uyulan bozmaya göre; davalı alacaklı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 869,70 TL"nin temyiz edenden alınmasına, 22.05.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.









    KARŞI OY

    Davacı (üçüncü kişi) vekili, 16 Temmuz 2010 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; ... İcra Müdürlüğü"nün 2007/2637 Esas sayılı takip dosyasındaki gayrimenkul üzerinde bulunan ev ve ağaçların borçlu ...’e ait olduğu iddiasıyla haciz konulmuş ise de, 05.07.2009 tarihli bilirkişi raporu da incelendikten sonra söz konusu ev ve ağaçlara hasren takibin talikine karar verilmesini zira bu yerdeki muhtesatların müvekkiline ait olduğunu açıklayarak öncelikle ev ve ağaçlar hakkındaki takibin talikine, istihkak davasına konu iş bu ev ve ağaçların vekil edenine ait olduğunun tespitine, konulan haczin fekkine takip talebi kabul edilmediği taktirde dava sonuna kadar satış bedellerinin icra kasasında tutulmasına, vs. karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı (alacaklı) vekili, davacı tarafın mülk sahibi aleyhine tapu iptal ve tescil davası açması gerekirken, böyle bir davanın görülme imkanının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalıya (borçluya) dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen duruşmalara katılmamış ve yanıt vermemiştir.
    Mahkemece, 21.02.2011 gün ve 2010/161 Esas, 2011/35 Karar sayılı kararıyla “...mahkemenin görevsizliğine, 10 günlük süre içerisinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine vs...” karar verilmiştir.
    Hüküm, üçüncü kişi vekili tarafından bozma istekli olarak temyiz edilmiştir.
    Yargıtay 17. HD"nin 20.09.2012 gün 2012/8284-9611 Esas ve Karar sayılı ilamıyla “...2207 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ev ve ağaçların kendisine ait olduğunu, haczedilen evin ve ağaçların değerinin arazi değerinden fazla bulunduğu ileri sürülerek ev ve ağaçların üzerindeki haczin kaldırılması talep edilmekle uyuşmazlık İİK"nun 96 vs. maddelerine dayanan istihkak davasına ilişkin olup, İİK"nun 97/11. maddesi gereğince genel hükümler dairesinde ve basit yargılama usulune göre bakılacağından tarafların gösterecekleri delillerin toplanması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının muhtesatın aidiyetinin tespiti olarak nitelendirilmesi suretiyle yanılgıya düşülerek yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır...” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Yerel mahkeme bozma ilamına uymuştur. Yapılan yargılamaları sonucunda istihkak iddiasının kabulüne, Kemer İcra Müdürlüğü"nün 2007/2637 Esas takip sayılı dosyasındaki ... parsel sayılı taşınmazdaki bina ve ağaçlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına, vs. kararı verilmiştir.
    Hüküm süresi içerisinde davalı (alacaklı) vekili tarafından bozma istekli olarak temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına tescilli olduğu görülmüştür. Tescilin dayanağı ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 03.06.1992 gün 1991/67 Esas, 1992/431 Karar sayılı tescil ilamı getirilmiştir. Tapulama sırasında tescil harici bırakılan dava konusu yerin MK"nun 639/1 ve 3402 sayılı Kanun"un 14. maddesindeki koşulların davacı yararına gerçekleştiğinden bahisle davanın kabulüne, sınırları yazılı krokide A ile işaretli 191 m2’lik yerin ... adına tapuya tesciline kararı verildiği, temyiz edilmekle Yargıtay 8. HD. onanarak kesinleştiği görülmüştür. Tescil ilamı kapsamı incelenmiş olup, tescil kararı verilen yer içerisinde herhangi bir muhtesata ilişkin açıklamanın olmadığı belirlenmiştir.
    Bilindiği üzere ve kural olarak; TMK"nun 683 ve devam eden maddeleri uyarınca taşınmaz üzerinde bulunan muhtesatlar arza tabidir. Onun tamamlayıcısıdır. Arzdan ayrı alım-satıma ve değerlendirmeye konu olamaz. İstisnası ise Hazineye veya Belediyeye ait bir yer üzerine işgalcisi tarafından yapılan yapılar ve dikilen ağaçlar yönünden ilgili kamu kurumu ile ihtilaf olduğunda enkaz bedeli yada asgari levazım bedel talepli olarak muhtesatlar arzdan ayrı düşünülebilir.
    Bundan ayrı, mülkiyetin aidiyetinin tespiti davaları ancak tapulu taşınmazlarla ilgili olarak kamulaştırma veya ortaklığın giderilmesi davalarında söz konusu olur.
    Öte yandan, TMK"nun 724 ve devamı maddeleri uyarınca muhik tazminat karşılığında tescil davaları kadastro görmemiş önceki tapulu taşınmazlar üzerindeki taşınmazın kayden malikinin dışındaki şahıslar tarafından yapılan muhtesatlar nedeniyle açılıp, görülebilecek dava türüdür. Çap kaydı oluşmuş veya hükmen tescil edilmiş ve hüküm tarihinde mahkeme kararıyla belirlenmemiş olan muhtesatlar için TMK"nun 724 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılacak davaların dinlenme olanağı yoktur.
    Somut olayda; Yukarıda açıklanan ilke ve kurallar gözönüne alındığında mahkeme gerekçesinde yer alan ve tek yanlı bilgi olan emlak vergisi beyannamesi, takriri delil olan tanık beyanları gibi verilerden hareketle kabul kararı verilmesi isabetsizdir.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar vermek gerekirken; tapu kaydına, tescil ilamına, TMK"nun 724. maddesi kapsamına aykırı olarak takdiri delil niteliğindeki delillere itibar edilerek kabul kararı verilmesi isabetsizdir.
    Açıklanan nedenlerle temyiz eden vekilinin temyiz itirazları bu sebeplerle yerindedir. Kabulüyle mahalli mahkeme kararının kesin olarak bozulması gerekirken, onama yönünde Dairemizin sayın çoğunluğunca karar ittihaz edilmesi doğru olmadığından sayın çoğunluğun görüşlerine bu sebeplerle katılamıyorum. Belerttiğim nedenlerle mahalli mahkeme kararı bozulmalıdır. 22.05.2014







    KARŞI OY

    Dava, üçüncü kişinin İİK"nun 96. vd. Maddeleri uyarınca açtığı istihkak davasıdır. Davacı borçlu adına tapuda kayıtlı taşınmaz üzerindeki binanın (yapının) ve bitkilerin kendisine ait olduğunu, iyiniyetle bunları meydana getirdiğini ve uzun yıllardır bu şekilde
    kullandığını; arz üzerindeki bina ve bitkilerin değerinin arazi değerinden fazla olduğunu ileri sürmüştür.
    Üst toprağa tabidir (superficies solo cedit) ilkesi gereğince; kural olarak toprak üzerindeki kalıcı olmak amacıyla meydana getirilmiş yapı ve bitkilerin mülkiyeti arzın mülkiyetine bağlıdır. Nitekim TMK 718. maddesi bunu “Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyetin kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar bitkiler ve kaynaklar da girer” hükmüyle bunu dile getirmiştir. Yapı ve bitkilerin taşınır niteliğinde olduğu (kalıcı nitelikte olmadığı) davacı tarafından iddia edilmemiştir. Davacı yapı değerinin arazi değerinden fazla olduğunu ileri sürmüştür. Mevcut yapıların bu nitelikleriyle arzın maliki olan borçluya ait olduğu kabul edilir. Doğrudan doğruya yapı ve bitkilerin üçüncü kişiye ait olduğu kabul edilip, istihkak davasının kabulü bu nedenle doğru değildir. Mahkemece yapılacak iş, davacı yapı ve bitki değerinin arazi değerinden fazla olduğunu iddia ettiğinden; kendisine TMK 724. madde uyarınca “temliken tescil davası” açmak üzere süre ve imkan verilmesi, bu davanın sonucunun TMK 165/2 maddesi uyarınca “bekletici sorun” yapılması; temliken tescil davası reddedilip kesinleştiği takdirde istihkak davasının da reddi; temliken tescil davasının kabulü halinde (davalı alacaklının temliken tescil davasında borçlu yanında fer"i müdahil de olarak davayı takip edebileceği ve alacağını TMK 724. madde uyarınca yapı malikinin arazi malikine ödenmesi gerekli uygun bedelden tahsil edebileceğini göz önüne alarak) ise de, istihkak davasını şimdi olduğu gibi kabul etmekten ibarettir. Mahkmece, açıklanan yönde işlem yapılmak üzere hükmün bozulması gerektiğini düşünüyor; değerli çoğunluğun onama kararına katılmıyorum.22.05.2014










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi