15. Ceza Dairesi 2018/20 E. , 2018/8500 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılığa teşebbüs
HÜKÜM : TCK’nın 157/1, 35/2, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılığa teşebbüs suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dairemizce, uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiğinden bahisle hükmün bozulması üzerine, taraflar arasında uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın, aracını satmak için internetten ilan veren katılanı arayarak aracı kendisine satmasını istediği, katılana, eşinin hasta olduğunu, oraya gelemeyeceğini söyleyerek kendisinin yanına gelmesini istediği, katılanın sanığın söylediği yere gitmesine rağmen sanığın buluşma yerine gelmeyerek ortadan kaybolduğu, böylece dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Bu hukuksal bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, internetten ilan veren kişinin katılan olduğu, sanığın, bu aşamaya kadar katılandan para veya başka bir menfaat talep etmediği, sanığın, aracı almak üzere katılana buluşma yerini tarif edip sözünde durmayarak buluşma yerine gelmemesi şeklinde gerçekleşen eylemde hile teşkil eden bir hareketin bulunmadığı, sanığın dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğine veya bu kastla hareket edip katılanı aradığına dair delil bulunmadığı, söz konusu icra hareketlerinin dolandırıcılık kastıyla gerçekleştirildiğinin ispatlanamadığı ve taraflar arasında hukuki bir ihtilaf oluştuğu, bu nedenle sanık üzerine atılı dolandırıcılığa teşebbüs suçunun yasal unsurlarının oluşmadığının anlaşılması karşısında, 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 26/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.