20. Hukuk Dairesi 2014/7950 E. , 2015/498 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 07.01.2010 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ...Köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, müvekkiline miras olarak kaldığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğununu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescili istemiyle dava açmıştır.
... vekili 28.03.2012 havale tarihli dilekçesi ile; müvekkilinin dava konusu taşınmazın da bulunduğu... Serisi 262 nolu bölümü özel ağaçlandırma için kiraladığını, ancak, mahkemece verilen tedbir kararı yüzünden kiralanan yerde herhangi bir işlem yapamadığını, davacının davaya konu taşınmazı dava tarihi itibari ile kullanmaya başladığını ve müdahalesinin halen devam ettiğini belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesi istemiyle davalı yanında davaya müdahil olmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 24/12/2013 tarih ve 2013/8004 E. - 12203 K. sayılı kararı ile davacının temyiz itirazlarının reddine, Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Davacı vekilinin temyiz itirazları bakımından; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarında orman sayılan ve zilyetlik yolu ile kazanılması mümkün olmayan yer olması nedeniyle davanın reddine ilişkin hüküm usûl ve kanuna uygun olup, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
Davalı Hazinenin temyiz itirazları bakımından; Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü kapsamında açılan tescil davalarında davalı konumunda bulunanların aynı dava içerisinde Medenî Kanunun 713/6. maddesi hükmü kapsamında karşılık tescil talebinde bulunabileceği, bu çerçevede davalı Hazinenin tescil talebinde bulunduğu halde, mahkemece bu husus gözardı edilerek Hazinenin tescil talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu; mahkemenin 2010/12 Esas sayılı dosyasında verilen davanın reddi kararı kanun yolu incelemesinden geçmiş olduğundan bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı Hazinenin tescil talebinin kabulü ile 11.06.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 8666,54 m²"lik alanın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1960 yılında sonuçlanmıştır.
Mahkemece bozma kararına uyularak Hazinenin tescil talebinin kabulü ile dava konusu taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmişse de; mahkemece Türk Medenî Kanununun 713. maddesi uyarınca yapılması gereken ilânlar yaptırılmadan hüküm kurulmuştur. Türk Medenî Kanununun 713. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince mahkemece gerekli ilânların yapılması ve son ilândan başlayarak 3 ay süre ile beklenmesi, itirazı olanlar var ise, bu itirazların değerlendirilmesi gerekeceğinden, davacı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde değil ise de, hükmün belirtilen eksiklikler nedeni ile bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 29/01/2015 günü oy birliği ile karar verildi.